🦡 Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Siyasi Haritası

Bölümleri İç Anadolu Bölgesi dört bölüme ayrılır: Konya Bölümü. Bölgenin ortasında geniş bir kapalı havza vardır. Bura­da büyük ovalar, plato düzlükleri, Tuz Gölü, Akşehir ve Eber gölleri ile Karacadağ ve Karadağ volkanik dağları bulunur. Türkiye'nin en kurak bölümüdür. Nüfus bakımından bölgenin en tenha GüneydoğuAnadolu gezisi teşekkür. 17 Mayıs - 23 Mayıs 2008 tarihleri arasında düzenlediğiniz Güneydoğu Anadolu Diyarbakır-Mardin-Urfa-Gaziantep kültür gezinize katıldım. Daha önce başka nedenlerle bu bölgeyi iki kez ziyaret etmiştim ve bu bölge uzun süreden beri hem tarihi, coğrafyası ve kültürü ve hem de siyasi Anadolu Medeniyetleri. Başlangıçta Anadolu vardı.. Urfa yakınlarında yer alan Göbekli Tepe'de sürdürülen arkeolojik kazılarda, tarih öncesi yaşam ve uygarlığa geçişle ilgili yerleşik bilgileri altüst edecek buluntulara rastlandı. Buluntular, taş çağında yaşayan avcı-toplayıcı atalarımızın yalnızca yaşamda kalma 1 doĞu anadolu bÖlgesİ 164.554 2- orta anadolu bÖlgesİ 162.305 3- karadenİz bÖlgesİ* 131.218* 4- akdenİz bÖlgesİ 110.176 5-ege bÖlgesİ 83.251 6-marmara bÖlgesİ 62.067 7-gÜneydoĞu anadolu bÖlgesİ 61.244 tÜrkİye toplam yÜzÖlÇÜmÜ 774.815 Artuklular, XII.yy.dan XIV. yy sonlarına kadar Anadolu Türk mimarisine çok önemli eserler kazandırdılar. Güneydoğu Anadolu’da, özellikle Diyarbakır, Mardin, Silvan ve Hasankeyf’te bu Türkmen devletinin hüküm sürdüğü yaklaşık 150 yıllık süre bir bayındırlık ve refah dönemidir Artuklu sanatı mimaride, özellikle cami mimarisinde Anadolu’da yerleşecek ye-ni Güneydoğu Anadolu Bölgesi Bitki Örtüsü Nasıldır, çoğunlukla bu bölgesinin bitki örtüsü karsal iklime has olarak bozkır tipindedir. Ama bu bozkır genel olarak fakir olan bozkır tipidir. Çünkü Güneydoğu Anadolu bölgesi özellikle diğer bölgelere oranla en az orman bölgesine sahip olan bölgedir. Zaten bu bölgede var 703Çin siyasi harita vektör sanatı ve grafikleri telif ücretsiz lisans altında mevcuttur. çin siyasi harita. asya siyasi haritası. harita. çin haritası. hindistan haritası. özbekistan siyasi haritası. dünya haritası tipografik. dünya harita tipografi. lHqAQ46. Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Gelenek ve Görenekleri Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Gelenek ve Görenekleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin gelenekleri nelerdir, Güneydoğu Anadolunun gelenek ve görenekleri GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNİN ÖRF,ADET,GELENEKLERİ ADIYAMAN Adıyaman ili mağara devrinden itibaren günümüze kadar çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir çok kültürün yoğrulup özleştiği; sözü, giyimi,kuşamı, oyunu, düğünü, ve hayatın çeşitli dönemleriyle doğum,evlenme,ölüm ilgili adet ve inançları, misafirperverliği insan sevgisi hayat felsefesi , dünya görüşü, halısı, kilimi, cicimi, heybesi ile zengin bir yaşayan halk kültürüne sahiptir. Adıyamana komşu olan illerde "Sıra Gecesi" de denilen "HARİFANE" sözlükte"Esnafca herkes kendi masrafını hissesine düşeni vermek suretiyle ortaklıkla yapılan" demektir. Adıyaman'da ise; Esnaf içinden guruplarca icra edilen bir program olup, Osmanlı döneminde kurulan Ahilik teşkilatının üyeleri olan esnafın, koşuşturmakla geçen bir haftanın yorgunluğunu ve stresini atmak için kafadengi arkadaş gruplarının kendi çaplarında hafta sonları pazar akşamında icra ettikleri bir eğlencenin adıdır. YOK DEME OYUNU Yine harfanaya katılan kişiler biri birlerine değişik ve karışık sorular sorarlar. Bu sorulara karşılık olarak Evet, he... vs gibi ifadeler kullanabilirler ama, bunların yerine YokHayır kim derse işte o kişiye de gecenin masraflarını karşılama cezası verilirdi. HIDIRELLEZ Hızır ve İlyas her bahar başlangıcında buluştuklarına inanılan, miladi takvime göre 6 Mayıs, Rûmî takvime göre ise 23 Nisan'a rastlayan güne verilen konusu günde, Hızır ve İlyas buluşarak sohbet ederler. Ve bu günlerde vakitlerini Allah yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulurlardı. BATMAN KIZ GÖRME VE KIZ İSTEME Evlenmeler, görücü usülü ile yapıldığı gibi, gençlerin birbirlerini görüp tanımaları ile de yapılmaktadır. Evlenmede görücü usülünü anlatacak olursak; erkek tarafı görücü gözüyle kız evine gider. Gelinlik kız tarafından sunulan kahveyi içerek kızı değerlendirirler. Kızı tekrar görmek isterlerse su isterler. Erkek tarafını temsilen yaşlı bir kadın, su getiren gelin adayının fiziğini süzer. Yürüyüşünü inceler, hafif seslenişle işitme özelliğini, ayrılırken de öperek ağız kokusunun olup olmadığını öğrenmeye çalışırlar. Görücü kız evinden ayrılırken, kendi aralarında beğendikleri kızı kimin için isteyeceklerini, istenildiği takdirde verilip verilmeyeceği hususunu kız yakınlarından sorup öğrenirler. Erkek tarafı bazen aracı kullanarak kız tarafından kız istemek üzere evlerinde çay içmeye gelip gelmeyeceklerini ve gün vermelerini isterler. Kız tarafı gerekli araştırmayı yapmak için " Biz de aile arasında konuyu düşüneceğiz. " diyerek zaman isterler. Kız tarafı isteği uygun görürse erkek tarafının aracısı ile çay içmek için misafir oldukları günü bildirirler. Bu da kızın verileceğinin teyidi olur. Erkek tarafı imam ile birlikte birkaç kişilik grupla kız evine gider. Kız istenir ve söz kesilir. Bundan sonra nişan ve düğün yapılır. İlimizde düğünler genelde Perşembe ve Cumartesi günleri başlar. Takip eden günlerde devam eder. Düğünlerde davul, zurna, tef, kemençe ve kaval çalınmaktadır. BAŞLIK PARASI Hızlı bir gelişim ve bu meydanda değişim gösteren topluluğumuzda eski adetlerin yerini yeni değer yargılarının aldığı görülmektedir. Toplumumuzda sosyal bir yara olan başlık parası kısmen kalkmıştır. Şehir ve ilçe merkezlerinde bilhassa okumuş aileler arasında bu usül terkedilmiştir. Köy bazında özelliğini muhafaza eden başlık geleneği, başlık parası alan kız tarafının bu paranın üstüne ilaveler yaparak geline çeyiz yapması suretiyle sürdürülmektedir. CENAZE TÖRENLERİ Cenazenin kaldırılmasını müteakiben üç gün taziye kurulur. Bu süre köylerde daha da uzar. Cenaze yakınları bu sürede işlerine gitmez. Başsağlığı vermek üzere çevreden gelenleri karşılarlar. Başsağlığı, Taziye için cenaze evine gelenler, maddi durumlarına göre beraberlerinde çay şekeri, un, yağ gibi hediyeleri getirirler. Bu durum il merkezinde yapılmaktadır. Başsağlığı Taziye için gelenler, Kur'an-ı Kerim'den bir sure veya Fatiha Suresini okur. Meftaya rahmet ve mağfiret dilerler. Eve gelen misafirlere çay ve yemek verilir. SÜNNET Dini bir vecibe olan sünnet, ailelerin maddi gücü nispetinde yapılan eğlence ile başlar. Önce sünnet olacak çocuk, arkadaşlarıyla birlikte araba ile şehirde gezdirilir. Sünnet giysileri giydirilir. Sünnet öncesinde evlerde mevlit okunur. Daha sonra davetlilere yemek ziyafeti verilir. Seçilen kirvenin kucağında çocuk sünnet edilir. Kirve, ömür boyu bir akraba gibi değer görür ve aileden sayılır. DİYARBAKIR Diyarbakır'da Türk-İslâm kültürü hâkimdir. Diyarbakır, hazret-i Ömer devrinde 639'da, İslâm orduları tarafından fethedildikten bu yana Müslümanların ve 1042'den bu yana da Müslüman-Türklerin idâresinde kaldığı için, Türk-İslâm kültürü ile yoğrulmuştur. 639 öncesi kültürler unutulmuştur. 1085'te Selçuk, 1097'de İnaloğulları, Nisanoğulları, Artukoğulları, Akkoyunlu ve bilhassa Osmanlılar bu bölgenin Türkleştirilmesinde mühim rol oynamıştır. İnaloğulları zamânında Diyarbakır kütüphânesinde kitap bulunuyordu. Artukoğulları ve Osmanlılar devrinde burada kültür ve mîmârî zenginlik doruk noktasına ulaşmıştır. GAZİANTEP DÜĞÜN Düğün ve evlenme, Gaziantep te de kutsal bir olayın başlangıcıdır. Evliliğin her aşamasında genellikle yöredeki töre ve inançlara göre hareket edilir. Evlenme adetleri İlimiz, merkezi dahil olmak üzere; Nizip ilçesi Boyundur ve Uluyatır Mizar, Oğuzeli ilçesi Dokuzyol Uruşlu , Büyükkaracaören ve Hötoylu, Araban ilçesi Elif Beldesi ve Akbudak Süpürgüç , Yavuzeli İlçesi Sarılar, Göçmez, Hacımallı ve Üçgöl, Karkamış ilçesi Elifoğlu, Alagöz, Alacalı, Çiftlik ve Balaban köylerinde uygulanmaktadır. DÜĞÜR GEZME Düğür gezme; evlilik çağına gelmiş kızlara bakmaya gitmek demektir. Dügür, oğlan veya erkek yeğeni olanlar tarafından gezilir. Dügür gezenler, tanıdık dost e akrabalarından, evlenme yaşında kızı olanların salığını Haberini alırlar. Daha sonra haberleri yokmuş gibi belirlenen eve giderek kıza bakarlar. Düğür gezenler için en önemli olan şey, kızın ailesinin geçmişidir. Ondan sonra kızın marifetleri ve güzelliği gelir. Düğürcüler kızı beğenirlerse, birkaç gün sonra bir daha görmeğe giderler. İkinci seferde de beğendikten sonra oğlana haber verirler ve kızı, gizlice yolda gösterirler. Düğürcüler beğendiyse, oğlana fazla bir laf düşmez. Oğlan, kızı gizlice görüp beğendikten sonra, evlenmenin ilk adımı olan erkekler arasında söz alıp verme işi başlar. BEKLİK TAKMA Beklik takma; Gaziantep ?te nişan takma yerine kullanılan bir tabirdir. Beklik takma yapılmadan önce, kız evi tarafından istenilen ve erkek evi tarafından alınması zorunlu olan giyecek eşyaları alınır.. Bu olaya ? Beklik Karartısı denir. Giyecekler beklik takılırken kız ve erkek tarafından giyilir. Beklik karaltısının içinde, bir kat elbiselik, kundura çanta, pabuç ve iç çamaşırı bulunur. Eskiden hamam peştimalı da verilirdi. Bu hazırlıklar bitikten sonra; sıra yüzük takmaya gelir, nişan mutlaka kız evinde yapılır. Oğlan evi nişan gününden birkaç gün önce dost ve akrabalarına haber yollayarak, nişan gününü bildirir. O gün, herkes, kız evinde toplanır. Nişana daveti eskiden Okuyucu denilen kadınlar yaparlardı. Günümüzde okuyucu kadınlardan kimse kalmamıştır. Nişan günü sabahı oğlan evi, kız evine, nişanda yenilecek olan tüm yemek, tatlı ve meyveleri yollamak zorundadır. Yemekler yenilir, getirilen elbiseler bir ip üzerinde sergilenir. Giyecekler incelendikten sonra, tatlı yenilir ve yüzük takılır. Bu nişana erkekler katılmaz, kadınlar arasında yapılır. BAŞLIK VE KALIN Gaziantep?te ve özellikle köylerinde kalın alma olayı hala devam etmektedir. Kalın, kız babası tarafından, kızın çeyizine harcanmak üzere alınır. Kız babası, aldığı bu parayı başka bir harcama için kullanmaz. Eğer bu para kız için harcanmazsa, bu büyük bir terbiyesizlik olarak kabul edilir. Kalın parası, günün şartlarına göre alınır ve bir usulü vardır. Kız istendikten sonra oğlun evinden büyükler giderek, kız evinden ne kadar kalın istediklerini sorarlar. Eğer istenilen para çok ise; aile büyükleri araya girerek miktarı düşürmeye çalışırlar. Oğlan evi, daha sonra verebileceği miktarı kız evine bildirir. Beş aşağı, on yukarı işi bağlarlar. Yeniden kız evinde toplanılır ve masrafları oğlan evi karşılar. Bu toplantıya yalnızca erkekler katılır ve yenilip içildikten sonra, oğlan babası herkesin önünde parayı kız babasına verir. Böylece kalın işi halledilmiş olur. Önceleri başlık ve kalın gibi maddiyata dayanan kaynakları olamayanlar, değişik usulü ile evlenirler. Değişik yapabilmek , iki ailenin kız alıp vermesidir. Değişik yapmaya evlenme yaşına gelmiş ağabeyler karar verirler. Her aile bir kız alır, bir kız verir. Bu nedenle başlık alıp vermezler. Bu usulü benimseyenler çoktur. Çünkü; masrafsız olarak yapılan bir evlilik yoludur. Bu usulde gönün işi geçerli olmayıp, ailenin vereceği kararlar önemlidir. Değişik yapan aileler, genellikle fakir ailelerdir. Eğer değişik, aynı köyün gençleri arasında değil de, başka bir köyle değişik yapılıyorsa, o zaman; değiştirilecek kızlar, at üstüne bindirilerek, diğer köye doğru yola çıkarlar. İki köy arasında kafile karşılaşır. Daha sonra; iki tarafta kızları alır, köylerine dönerler. Her köy arasında, ayrıca düğün yapar. YATAK BİÇME Yatak biçme, imece usulüyle yapılan bir yardımlaşma ve eğlence günüdür. Yatak biçme, kız evinde yapılır. Oğlan evinden ve kız evinden gelen kadınlar, yardımlaşarak , kızın çehizine konacak yatak yüzlerini diker ve yorganları köpürler. Bir yandan iş yapılırken, bir yandan da, yemekler yapılır ve yenir. Yatak biçmeye çalgıcılar çağırmak adetler arasındadır. Yatak biçmeye gelen kadınlar, yer, içer ve eğlenirler. ÇEHİZ ÇEYİZ Gaziantep?te çok önemli yer tutar. Özellikle kızlar çeyizleriyle değerlendirilir. Kız çeyizini para olarak hesaplamak mümkün değildir. Bir kızın çeyizi doğduğu günde dizilmeye başlar. Anne, teyze, hala akrabalar da bu çeyize daima bir şeyler eklerler. ÇEHİZ ALMA ADETLERİ Çeyiz alma kız evindeki kızın çeyizinin, oğlan evi tarafından alınıp, oğlan evine götürülmesidir. Çeyiz alınacağı gün, oğlan evinin akrabaları oğlan evinde, kız evinin akrabaları kız evinde toplanırlar. Çeyiz günü, eğlenceyi oğlan evi yapar, kız evi ise; oğlan evinin gelmesini bekler. Kız evinde hiçbir eğlence yapılmaz. Çeyiz alma adetleri günümüzde hala eksiksiz olarak devam etmekte ve yapılmaktadır. Kız evinden çeyiz almada da bazı adetler ağırlığını korur. Çeyizlerin bulunduğu evdeki kızın sandığının üzerine, kızın erkek kardeşi veya yakın bir akrabası oturur. Oğlanın babası veya bir aile büyüğü, sandığın üzerinde oturan kişiyi kaldırmak için, bir miktar para verir. Para verildikten sonra, çeyiz taşıma işlemlerine geçilir. Çeyiz taşınırken meydanda bulunan her eşya alınır. Yeni evlenecek olan çiftlere yardım olarak ne bulunursa götürülür. Taşıma işi yalnızca oğlan evine düşer, kız tarafından kimse taşıma işine karışmaz. Çeyiz taşındıktan birkaç gün sonra, kız evinden birkaç kişi çeyizin taşındığı eve giderek, evi dizerler. Gelen tüm çeyizler evin içersinde düzenlenir ve yerli yerine konulur. KINA GECESİ Gerdek gecesinden ir gün önce yapılan bir gecedir. Bu gece kız evinde ve erkek evinde ayrı ayrı yapılır. Kına gecesinin en önemli kişilerinden birisi olan sağdıç, damadın koruyucusu ve onun hizmetkarıdır. Kına gecesi dahil, düğün boyunca damadın tüm ihtiyaçlarından sorumludur. Kına gecesinden bir gün önce, attarlar dan kına alınarak, kız evine gönderilir. Oğlan evi, kendi kendi evinde eğlendikten sonra, gece, geç saatlerde kız evine giderek kınayı ister. Kınayı kız evinden almaya gidilirken, yolda, türküler söylenir. GELİNCİ VE DÜĞÜN GÜNÜ Gelinci, yöremize ait bir kadın düğünü olup; düğün salonuna kadınlardan başka kimse alınmaz. Bazı yakın akrabalardan gelen olursa, kapıda beklemek zorunda kalır. Kına gecesini takip eden günde, oğlan evinde, oğlanın bütün kadın akrabası, komşuları, mahalle kadınları toplanır. Çalıp söyler, oynar ve eğlenirler. Gelinciye, gelin ile damat beraber gelir. Gelin olan kız, son yemeğini abasıyla birlikte yer daha sonra akrabaları tarafından giydirilir. Gelinciler, eğlencenin ortalarına doğru ara verir. Gelinciler yanlarında yiyecek ve içecek getirirler. Getirilen yiyeceklerin başında Hedik , bunun yanı sıra kuruyemişler, meyveler ve yemekler yer alır. Yiyecek getirenler, getirmeyenlere dağıtırlar. Böylece iyi bir dostluk ve yakınlaşma ortamı da doğmuş olur. Gelincinin yeniden ikinci bölümü başlar. Kaynana gelinin başına şeker atar, şekerlerin bir kısmı da misafirlerin üzerine atar. Bu olay çocukların dört gözle bekledikleri andır. Gelinci bittiği zaman, gelinin arkadaşları, gelini alarak gerdek odasına götürürler. Yatsı?ya doğru, damadın arkadaşları gelerek, gelinden damadın eşyalarını isterler. Gelin, damadın giyeceği eşyaları kendi eliyle arkadaşlarına teslim eder. Elbiseyi alan arkadaşları damadı giydirdikten sonra namaza götürürler. Memleketimizde, özellikle köy düğünlerinde bu gelenek devam etmektedir. Şehirde ise; bu adet kalkmıştır. Düğün günü, oğlan tarafı, mahsere kazanları ve elbeştelerde pilav ve cacık Sulu yemekler yapılır. Okuyucu vasıtasıyla, gelinciye olan kadınlar yer icer, çalar oynarlar. MAŞTA Gelinci ve düğün günleri, davetlileri idare etmek, onları hakkıyla ağırlamak, yemeği ikram eden, törenle ilgili diğer işleri üzerine alan ve mühim roller oynayan kadına maşta denir. Maştanın aldığı kararlara büyük küçük her ferdin, itaat etmesi mecburidir. NİKAH TÖRENİ Nikah için kız, babasına veya amcasına vekalet verir. Yalnız vekalet verirken, vekaleti alan kimse; üç defa ? Bana vekalet veriyormusun.? ? diye sorar. Evet cevabını alınca, camiye gidilir, vekaleti alanlar hocaya nikahı kıydırırlar. Son zamanlarda dini nikahlar, camilerden ziyade evlerde kıydırılmaktadır. Bunun için, vekalet verme işi ortadan kalkmış olur. Resmi nikah da, her yörede aynı olduğundan, ayrıca anlatılmasına lüzum yoktur. GÜVEYİ NAMAZI VE GÜVEYİ GEZDİRMESİ Daha önceleri güveyi namaza giderken, iki tarafından, damadın arkadaşları ellerinde mumlar yanmış vaziyette birlikte hareket ederlerdi. Bu şamdanlar ağaçtan yapılmış ve ağaç dalı gibidir. Özel şekil taşır. Her bir şamdanın üzerinde 8 10 mum yanar. Bu şamdanlar renkli kağıtlarla güzelce süslenir. Bunları, güveyinin sağında ve solunda iki kişi tutarlar. Bu kişilere Sağdıç denir. Bu kişiler, hizmetlerinden dolayı mükafatlandırılmazlar. Onun için Antep? te Emeğin Sağdıç, Emeğine Döndü ? diye bir de atasözü vardır. Güveyi namaza gidip gelirken, önü sıra gazeller, ilahiler okunur, koşmalar söylenir. İmam nikah tazeleme ve bir de dua yapar. Duadan sonra güveyi, evvela imamın ellerini öper, sonra sağdıçlar mumları alarak, öne düşerler. İlahiler biter, şarkı ve türküler başlar. Bundan sonra, gazel ve koşmacılar devam eder. Alaylar, şarkılar içinde güveyiyi eve getirirler. Bu gidiş gelişte damada dostlarınca, defalarca iğne batırılır. Şarkılar biter. Güveyiye ivey izin verilir, herkes dağılır. Damat gelinin yanına girince, iki rekat namaz kılar. MARDİN DÜĞÜN Mardin'de gerek Hıristiyanların gerekse Müslümanların düğünlerinde benzer bir çok özellik göze çarpar. Çok uzun bir süredir beraber yaşayan bu insanların birbirlerinden etkilenmeleri neticesinde benzer gelenek katmanları çağına gelen delikanlıyı evlendirmeye karar veren ailesi, ona uygun bir eş bulabilme arayışına çıkar. Gelin adayında genellikle şu hususlar aranır Kızın ailesinin kendilerine denk olması şarttır. Kızın bir evi idare edecek nitelikte çalışkan, görgülü, namuslu, büyüklerine saygılı ve sevgi yüklü olması gereklidir. Kızla oğlanın daha önce görüşüp tanışması, evlilik öncesi arkadaşlık veya evlilik hususunda anlaşması söz konusu değildir. Eskiden sevilen kızın damdan gözetlenmesi zekice davranan erkeklere has bir geleneksel evliliklerde boşanma alternatifi söz konusu değildir. Evlilik kutsallığı ile iyi ve kötü günde sevinci ve kederiyle ta mezara kadar eşlerin birlikteliklerinin sürebileceği bir kurumdur. Evliliğe bu nazarla bakılarak gerekli girişimler başlatılır. Oğlan evi, kız evlerini ziyaret ederek uygun bir aday arar. Bu olaya "dünür gezme", gidenlere de görücü denir. Bazen de kız arama olayı bahar aylarına rastlar. Aileler mesire yerlerine topluca giderek uygun aday arayışını sürdürürler. Kız arama olayı hamamda da olabilmektedir. Bazen de mahalle mahalle dolaşan bohçacı sıfatıyla satış yapan bayan tellallar devreye girer. Genellikle bu sıfatı taşıyan bayana, ziyaret ettiği evlerde edindiği bilgilere istinaden oğlan tarafı uygun gördüğü nitelikleri sıralayarak adaylardan bahsetmesini ister. Aracı olarak da kullanılan bu tellalların bir zamanlar yöremizde çok önemli bir işlevi olduğu günümüze kadar anlatılır. Her durumda beğenilen ve oğullarına alınması kararlaştırılan kızın ailesinden istenmesine gidilmeden önce, kız tarafının evliliğe sıcak bakıp bakmadığı durumunu öğrenmek üzere hatırı sayılır, her iki aileyi tanıyan orta yaşta bir kadın kız evine gönderilir. Bu kadın uygun bir zemin hazırlayarak kızın sözlü olup olmadığını öğrenir. Oğlan tarafının isteğini iletip, üç gün sonra gelmek üzere kız evinden ayrılır."Her şeyde bir hayır vardır. "Kısmetse olur" "iyi düşünün" "Her iki taraf mutlu olacaksa inşallah olur, mutlu olmayacaksa Allah esirgesin" dilekleri sıralanır... Kız tarafı oğlanda genellikle şu sorulara cevap arar Denk bir aileye mensup mudur? Geliri normal bir hayat tarzı için yeterli midir? Kumar ve içkiye düşkün müdür? Aşırı kıskanç, müsrif midir? Kaynana olacak annesi, görümce olacak kız kardeşlerinin durumları nasıldır?Bu arada oğlan tarafı gelecek haberi canla başla bekler. Kız evine aracı kadın bir daha gönderilerek üç gün sonra haber alınır. Haber olumlu ise oğlanın babası hatırı sayılır birkaç dost ve iki garantör aile ile kız evine gider. Kız ailesi gelenlere ikramlarını sunarken bu arada kızlarını da konuklara göstermiş olur. Kızdan birkaç kez su istenir, bu sayede oğlan kızı daha yakından görür. Eğer oğlan, kızı beğenirse işaretleşmeler başlar. Ve devreye garantör aileler girer. Kız tarafı oğlanı soruşturmak için 15 gün mühlet ister. Kız tarafı evet cevabını verecekse defter yazılır. Bu defter 15 gün sonra gelen aracı kadına verilir. Eğer kız tarafı kızlarım vermek istemiyorsa defteri yüksek tutar. Oğlan tarafı defteri alıp enine boyuna inceler ve yapabileceklerini bir taslak halinde çıkararak deftere işleyerek geri gönderir. Yeni bir süreç böylece başlatılmış olur, eğer anlaşılırsa kızın da rı*zası alınarak yeni bir sürece girilmiş olur. MARDİN'DE BAYRAMLAR Mardin'de, Mardin'i iliklerine kadar yaşamış, bilinçaltına çocukluğunun bayram coşkusunu kazımış olan bir şairin duygularına ortak olmakla; çeşitli inançların zevk ve kültürlerin barışık bir yaşam tarzı sergilediği Yukarı Mezopotamya'nın bu şirin kentinde Mardin'de bayram coşkusu mitolojik, mistik, gizemli diyarlarda tarihle kaynaşık bir bütünsellik çizer. Geçmişte bir çok uygarlığa beşiklik yapmış Mardin, tüm bunların yanında çok çeşitli inançlara, tapınmalara, ayinlere, kurbanlara taş mimarisinin dünya üzerindeki mükemmel örneklerinin sergilendiği bir açık hava müzesi olarak şahit olmuştur. Mardin din ayırımı konusunu ayak bağı yapmadan asırlar öncesinden çözmüştür. Ezan seslerinin çan sesleriyle barışık ve kaynaşık aksettiği; çeşitli dinlere mensup insanların gönül rahatlığıyla inançlarını yaşadığı bir hoşgörü merkezidir. Mardin'in inanç tünelinde putperestlerden Yezidilere; Yahudilerden Hıristiyanlara ve İslam inancına kadar uzanan ve her karesi sevgi ve kardeşlikle işlenen motifler görülür. Mardin'de bayramlar çok önemli gelenek silsilesi etrafında sürüp gider. Buralarda aslolan ölülere hürmet, büyüklere saygı, ananelere mutlak bağlılık ve barışıklığın, kardeşliğin derin bir vecd ile kutlanmış ve Müslüman inancının bayramlara verdiği özel önemi tüm içtenliği ve bağlılığıyla kutlayan Mardinliler'in Hıristiyanlarla kurdukları kardeşlik bağları her iki kültürün bayramlarında da pekiştirdikleri çok önemli hasletleridir... SİİRT DOĞUM Evlilik telaşının sona ermesiyle, doğum hazırlıklarına başlanır. Özellikle ilk doğum büyük ilgi uyandırır. Doğum haberi kızın ailesi ve yakın akrabalarına hemen ulaştırılır. Doğumun ilk günü kızın annesi süt gönderir. Aradan bir hafta geçtikten sonra kızın annesi tarafından hazırlanan çocuk çeyizi götürülür. Bu eşyalar arasında; kundak ve elbise, pijama, havlu, pudra, kolonya, bir kaç sabun, bir kaç kat elbise, atletler, kilotlar, lastik kilotlar, muşambalar, salya önlükleri, zıbın, yorgan, yastık, kırlent ile anneye bir takım elbise ve bir teneke çekirdek bulunur. Çekirdek arasında misafir şekeri, fıstık ve leblebi vardır. Ailenin maddi durumuna göre çocuğun beresine çeyrek, yarımlık veya bir altın lira iliştirilir. Doğum yapan kadın kırk gün dışarı çıkmaz. Evde yalnız da bırakılmaz. Bu müddet zarfında ev işlerine karışmaz. Kız annesi ilk gün süt, ikinci gün kebap, üçüncü gün büryan gönderir. Bundan sonra yakın akrabalar doğum tebriğine gelirler. Hediyelerini getirirler. Çocuk erkek ise hediyeler daha kıymetli olur. Kırkıncı günün sonunda gelin baba evine giderek orada bir hafta kalır. Kendisine ve çocuğa verilen hediyelerle eşinin evine dönerek, artık normal anne hüviyetine kavuşur. SÜNNET 7-8 yaşına varan bir çocuğun babası, maddi imkanlarına göre kendi çocuğuna ve komşu öksüz çocuklardan birkaçına yeni elbiseler yaptırır. Sünnet günü cümadır. Cumadan iki gün önce davullu, sazlı ve sözlü eğlence yapılır. Cuma günü en güzel şekilde giydirilen çocukların başlarına dizili altınlar konulduktan sonra, mahalle çocukları ile birlikte araçlara bindirilerek şehir içinde gezdirilir. Cuma namazından sonra davetliler eğlence yerinde toplanır. Burada sünnet evi tarafından hazırlanan yemekler yenilir. Sünnetçi davetlilerin huzurunda çocukları sünnet ettikten sonra boş bir tepsi gezdirerek para toplar. Sünnetten üç gün sonra dost, akraba ve komşu kadınları sünnet evine tebriğe, hediyeleri ile birlikte giderler. Yemeklerini yiyerek dağılırlar ve sünnet merasimi tamamlanmış olur. ÖLÜM Siirt'te ölen kişiye çok büyük değer verilir. Uzun süre yas tutulur. Erkekler bir süre tıraş olmazlar. Ölüm haberi ölü evinden yükselen feryatlarla duyulur. Ölüm hangi saatte olursa olsun, komşular ve haberi işiten akrabalar cenaze evine koşarlar. Ölğm gece olmuşsa cenaze yıkanır. Bulunan hocalarla sabaha kadar hatim indirilir. Sabahleyin camilerde sela verildikten sonra toplanan kalabalıkla tabut, cenaze namazı içi en yakın camiye götürülür. Ölen kadın ise tabut üzerine entarisi ve tülbenti, erkek ise şapkası ve çeketi, talebe ise önlüğü konulur. Genç yaşında ölenlerin tabutları çeşitli enklere boyanır. Yaşlı ise sadece yeşile boyanır. Ölen çocuk ise tabut yapılmaz. Sadece aile efradı tarafından üzerine eşarp artülür ve kucakta taşınır. EVLİLİK Kız Beğenme Mayıs ayında başlayan ve "Şihir" tabir edilen ilkbahar gezmelerinde, düğünlerde, aile toplantılarında vb. umumi yerlerde kızı görüp beğenen erkek, ailesine açılır ve "Falan kız kimlerden?" diyerek o kızı istediğini ima eder. Bunun üzerine erkek ailesi kız hakkında etraftan bilgi toplamaya başlar. Sonuç olumlu olursa, kadınlardan kurulu bir topluluk, kızı ailesinden ister. Kız evi nazlanır ve aynı zamanda erkek hakkında araştırma yapar. Bu ara geliş-gidişler devam eder. Araştırma neticeleri uygunsa, kız evi rıza gösterir ve bunu kahve-şeker ikramıyla belli ederek "Allah hayırlı etsin" temennisinde bulunurlar. Kız tarafı, damat tarafı erkeklerinin, kendi erkeklerini ziyaret etmesini isterler. Erkekler arasında isteme şekli daha samimi ve daha kısadır. Diğer bir deyişle iş kadınlar tarafından olgunlaştırılmış, erkekler tarafından noktalanmış olur. Bunu takip eden bir iki gün içinde gündüz kadınlar, gece erkekler olmak üzere, iki koldan kız evine gidilerek söz kesimi "Temlihkeyye" yapılır. Nişan Önce erkek tarafı nişan yüzüğü için ölçü ister. Arkasından da kız tarafı ölçü ister. Buna göre yüzükler alınır. Nişan günü erkek tarafı gelin evine bir torba kesme, bir torba toz şeker, iki kilo kahve ve yeteri kadar sigara ve kibrit gönderir. Kapısı ardına kadar açık bırakılan kız evine gelen misafirler erkek ve kadın olarak ayrı ayrı toplanırlar. Misafirlere şeker ve kahve ikram edildikten sonra imam, nişan duasını üç defa okur. Her defasında "Oğlumuz falana, kızınız falanı veriyormusunuz?" diye tekrarlar. Kız tarafının bir büyüğü "Atayna" verdik der. Bu söz üzerine damat adayının kardeşi veya genç bir yakını derhal yerinden fırlayarak "Verdik" diyen kimsenin ve hocanın elini öper ve fatiha okunur. Merasimin bitirildiği hemen kadınlara ulaştırılır. Damat tarafının kadınları, bu olayı "Tililili" sevinç çığlıkları ile ilan ederler, ve eğlence ile takılar takılır. Nişan tarihinden bir hafta sonra Perşembe gecesi damadın yakın akrabaları toplanarak kız evine giderler. Misafirler biraz istirahat ettikten sonra gelinlik kız, yaş sırasına göre gelenlerin ellerini öper, onlar da kendisine çeşitli hediye veya para verirler. Nikah Nişanlılık devresi devam ettiği müddetçe damat tarafı, gelinlere izzet ve ikramlarda bulunur. Her mevsimin meyvelerinden götürülür. Bayramlarda bayramlık hediye verilir. Mahalli günlerden olan Cıgor'da baklava, portakal; Yumurta Bayramı'nda sayıları 100 ile 500 arasında yumurta iki taraf içinde iktisadi bir yıkım olan bu adetler, çok yavaş bir şekilde terk edilmektedir. Önceleri damat tarafını masrafa sokan bu adetler, evlilikten sonra kız yakınları tarafından ömür boyu devam ettirilir. Kına Gecesi Çarşamba gecesi kına gecesidir. Sabahleyin gelin, damat ailesinin kadınlarıyla hamama götürülerek sevgi gösterileri arasında yıkanır. Damat tarafı, hamama mevsimine göre çeşitli meyveler gönderir. Geceleyin damat tarafı kalabalık bir erkek-kadın topluluğu ile kız evine kına götürerek gelinin eline sürerler. Bu kınanın içine damat tarafı bir miktar para koyar. Gelin evinden dönüşte tekrar eğlencelere başlanan erkek evinde, damadın da eline kına sürülür. Kına misafirlere de dağıtılır. Cigor Mahalli bayramların başında gelen cıgor, Şubat ayının ilk Pazartesi günü başlayıp 3 gün devam eder. Şubat ayının ilk Pazartesi aynı zamanda Hıristiyanlarda perhiz günüdür. Bir zamanlar bölgede yaşayan hıristiyanlara göre nazire olarak kullanılan Cigor'un Arapça gegir, gıcık kızdırma kelimesinden türemiş olabileceği, veya baharla birlikte insanların çevreye çıkmaları anlamında "Çık gör" olabileceği düşünülmektedir. İlk günde erkekler, diğer günlerde de kadınlar ayrı ayrı tepelere gezilecek yerlere giderler. Özellikle Botan Nehri kenarında bulunan Rasulhacer Taşbaşı Mağaraları'na gidilir. Burada, ilkbaharın müjdecisi olan, nergiz çiçeklerini toplarlar. Günün özel yemekleri olan Bunbar, cokat, pekmez tatlısı, rayoşu meketip ve mevsim meyvelerini beraberinde getiren halk, akşama kadar burada eğlenir. Bu bayram dolayısıyla nişanlı kız ve evli kadınlara hediyeler gönderilir. Aynı gece damlarda "Suke" denilen meşaleler yakılarak baş üzerinde dakikalarca çevrilir. Mevsim şartları el vermediği zamanlar bu törenler, evlerde yapılmaktadır. Adından da anlaşılacağı gibi ülkemizin güneydoğusunda bulunan Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 2 adet coğrafi bölüm vardır. Bunlar Orta Fırat Bölümü ve Dicle Bölümüdür. Türkiye’nin 21 bölümünden ikisi olan bu 2 bölümü birbirinden ayıran etkenler ise doğal etkenler konum, yeryüzü şekilleri, iklim, bitki örtüsü, beşeri etkenler nüfus, yerleşme ve ekonomik etkenler tarım ve hayvancılık, sanayi, ve madencilik, ticaret, turizm’ Anadolu Bölgesi Orta Fırat BölümüGüneydoğu Anadolu Bölgesinin batı kısmında yani Akdeniz Bölgesi sınırında bulunan Orta Fırat Bölümünde Adıyaman, Gaziantep ve Şanlıurfa illeri bulunmaktadır. Orta Fırat Bölümünün sınırı üst tarafta Siverek’in kuzeyi, alt tarafta ise Ceylanpınar’ın doğusudur. Atatürk Barajı, Şanlıurfa Platosu, Altınbaşak Ovası, Suruç Ovası, Gaziantep Platosu ve en önemlisi Fırat Nehri Orta Fırat Bölümünde Anadolu Bölgesi BölümleriGüneydoğu Anadolu Bölgesi Dicle BölümüGüneydoğu Anadolu Bölgesinin doğu kısmında yani Doğu Anadolu Bölgesi sınırında bulunan Dicle Bölümünde Diyarbakır, Batman, Mardin ve Siirt illeri bulunmaktadır. Dicle Bölümünün sınırı üst tarafta Siverek’in kuzeyi, alt tarafta ise Ceylanpınar’ın doğusudur. Batman Çayı, Dicle Barajı, Devegeçidi Barajı, Batman Barajı, Ilısu Barajı ve en önemlisi Dicle Nehri Dicle Bölümünde bulunmaktadır. Sponsorlu Bağlantılar Eğitim Bakanlığı'nın dağıtımını koordine ettiği kitaplardaki haritalarda her hangi bir anormallik olmadığı; Arnavutluk'tan Kosova'ya ücretsiz olarak gönderilen ve bir takım kuruluşlarca dağıtıldığı tespit edilen haritalarda bu skandalın tespit edildiği belirtildi. "Eğitim bakanlığının dağıttığı kitaplarda böyle birşey yok" Konuyla ilgili DHA'ya konuşan Kosova Eğitim Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Prizren Eğitim Müdürlüğü'nde Türkçe Eğitim Sorumlusu Ferdi Kovaç, Kosova Eğitim Bilim ve Teknoloji Bakanlığı tarafından her yıl düzenli olarak kitap ve diğer araç ve gereçleri dağıttıklarını ancak Eğitim Bakanlığı tarafından dağıtılan haritalarda bu tür bir durumun olmasının söz konusu olmadığını söyledi. Kovaç "Art niyetli kurumlar 'yardım' olarak dağıtıyor" Kovaç, "Ancak bazı dış ülkeler ve art niyetli dernek ve kuruluşlar aleni veya gizli bir şekilde bunları 'yardım' olarak dağıtıyor. Bunun bilincinde olan öğretmenlerin bunları kullanmama inisiyatifleri var. Ancak bazı art niyetli öğretmenler ek kaynak olarak bu tür haritaları okullarda kullanıyorlarmış. Bu bilgiye biz de yeni ulaştık. Prizren Eğitim Müdürlüğü olarak bunun takipçisi olacağız. Okulları ziyaret edip haritaları tekrar gözden geçireceğiz" diye 1 Güneydoğu Anadolu Bölgesi İlleri, Haritası, Özellikleri, Gezilecek Yerler Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Yer Alan İller Nelerdir? Güneydoğu Anadolu Bölgesi insanların hakkında pek çok şeyi merak ettikleri şehirleri içinde barındırmaktadır. Özellikle gezilecek yerlerin çokluğundan dolayı insanların çok ilgisini çekmektedir. Hem yerli hem de yabancı binlerce turist her yıl Güneydoğu Anadolu Bölgesini ziyaret etmektedir. Peki turistlerin bu denli ilgisini çeken Güneydoğu Anadolu Bölgesinde gezilecek yerler nerelerdir? Güneydoğu Anadolu Bölgesi şehirleri nelerdir? [url= [/URL]​ Güneydoğu Anadolu Bölgesi İlleri Güneydoğu Anadolu Bölgesinin yer şekilleri oldukça sadedir. Türkiye'nin karasal olarak en küçük bölgesidir. Ancak insanlar tarafından çok ilgi görmektedir. Her yıl binlerce insan Güneydoğu Anadolu Bölgesini gezmek için ülkemize gelmektedir. Bu bölgenin şehirleri gezilecek pek çok yer barındırmaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesini gezmek isteyen kişiler öncelikle bu bölgenin şehirlerini araştırmak isterler. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan şehirler şunlardır * Gaziantep * Diyarbakır * şanlıurfa * Batman * Adıyaman * Siirt * Mardin * Kilis * şırnak Güneydoğu Anadolu Bölgesi Haritası Güneydoğu Anadolu Bölgesi karasal olarak en küçük olan Türkiye bölgesidir. Bundan dolayı haritası da oldukça küçüktür. Güneydoğu Anadolu Bölgesi haritası genellikle öğrenciler ya da bu bölgeyi gezecek kişiler tarafından araştırılmaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesini tamamen gezmek isteyen bir kişi şehirlerin yerini karıştırmamak için Güneydoğu Anadolu Bölgesi haritası edinmek isteyebilir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi haritası her kırtasiyede bulunabilir. Kim Güneydoğu Anadolu Bölgesi haritasına erişmek isterse oldukça kolay temin edebilir. Aynı zamanda öğrencilerin Güneydoğu Anadolu Bölgesini sadece haritaya bakarak kolay bir şekilde öğrenmesi de kolaydır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi Bitki Örtüsü Güneydoğu Anadolu Bölgesi pek çok misafire sahiptir. Bu bölgeyi her yıl binlerce insan ziyaret etmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesini gezmeye gidecek kişiler bu bölgenin bitki örtüsünü öğrenmek isterler. Gittikleri zaman şaşırmamak için öncesinden araştırmaları oldukça normaldir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi bitki örtüsü bozkırdır. Ancak İç Anadolu bozkırına göre çok daha fakirdir. Bölgede antropojen yani insan eliyle tahrip edilen ormanların bozkırlara dönüştüğü yerler çok fazladır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, diğer tüm bölgelere göre çok daha az ormanlık alana sahiptir. Kalan ormanlık alanların çoğunluğu da tahrip edilmiştir ve o alanlar bozkıra dönüşmüştür. Bitki örtüsünün ilerleyen dönemlerde daha yaşanılamaz seviyelere ilerleyeceği tahmin edilmektedir. Sulama haricinde tarım yapılması neredeyse imkansızdır. Güneydoğu Anadolu Bölgesinin sahip olduğu bozkır, dünyadaki hiçbir bozkır tipiyle kıyaslamayacak kadar fakir kalmıştır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi İklimi Güneydoğu Anadolu Bölgesini gezmeye gidecek kişiler kendilerini hazırlamak için bazı araştırmalar yapmalılardır. Bunlardan birisi de Güneydoğu Anadolu Bölgesinin iklimini öğrenmeleridir. İklim öğrenildiğinde kişiler ona göre giyinebilirler. Güneydoğu Anadolu Bölgesi iklimi öğrenilmesi çok kolay bir iklimdir. Bunun sayesinde öğrenci kişiler de Güneydoğu Anadolu Bölgesi iklimini kolay öğrenirler. Güneydoğu Anadolu Bölgesine hakim olan iklim tipi karasal iklimdir. Karasal iklim tipinde yaz mevsimi oldukça sıcak geçer. Kışları ise nadiren soğuk geçer. Ocak ayının sıcaklık ortalaması iken temmuz ayı sıcaklık ortalaması olarak bilinmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi Gezilecek Yerleri Güneydoğu Anadolu Bölgesi gezilecek pek çok yere sahiptir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisinde eyer alan şehirler oldukça güzel şehirlerdir. Bu şehirlere her yıl pek çok turist gelmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesini gezmek isteyen kişilerin kesinlikle görmeleri gereken bazı yerler bulunmaktadır. Bu yerler kim görürse görsün beğenilecek yerlerdir. Güneydoğu Anadolu Bölgesine gitmeden önce bu yerlerin bilinmesinde fayda vardır. Bu sayede kişiler gittiklerinde görmeleri gereken yerleri görmeden geri dönmemiş olurlar. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde gezilecek yerlerden bazıları şunlardır -Balıklı Göl -Hasankeyf Kalesi -Zeugma Antik Kenti -Diyarbakır Surları -Nemrut Dağı Milli Parkı -Göbeklitepe -Deyrulumur Manastırı -Mardin Kalesi -Ulu Cami -Harran Evleri Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Önemli Yeryüzü Şekilleri Bölgenin Bölümleri Güneydoğu Anadolu Bölgesi Karacadağ volkan konisi ile iki bölüme ayrılır. Karacadağ'ın doğusunda Dicle, batısında ise Orta Fırat Bölümü yer alır. 1. Dicle Bölümü Bu bölüm, yer şekilleri bakımından sade bir özellik gösterir. Bölümdeki başlıca yer şekilleri Diyarbakır Havzası, Karacadağ volkan kütlesi ve Mardin-Midyat Eşiği'dir. Dicle nehri, kollarıyla birlikte geçtiği yerlerde plato ve ovalar meydana getirmiştir. Ova ve platolar 500-1000 m yükseltiler arasında yer alır. Bölümde yıllık ortalama yağış miktarı 500 mm'dir. Yüksek sıcaklığa bağlı olarak meydana gelen şiddetli buharlaşma yaz mevsiminde kuraklığa neden olur. Bölümde karasal iklim tipi görülür. Bölümün tabii bitki örtüsü ise bozkırdır. Başlıca tarım ürünleri ise tahıllar, mercimek ve pamuktur. Toroslar'a doğru ise meyve ve üzüm bağları yer alır. Karacadağ volkan konisi bölgenin en yüksek volkan konisinden çıkan ve akıcılık özelliğine sahip olan bazalt bölgeye yayılarak yayvan bir görünüm kazanmasına neden olmuştur. Karacadağ'ın tabanına sızan sular daha sonra taban suyu olarak yeryüzüne çıkar ve bölümün su ihtiyacını karşılar. Yaz aylarında bölümde yaylacılık faaliyeti görülür. Bölümdeki Mardin - Midyat Eşiği Diyarbakır havzası ile Suriye arasında yer alan yüksek bir düzlüktür1200-1300 m. Burada yüksekliğe bağlı olarak yağışlar 700 mm'ye çıkar. Kireçli bir yapıya sahip olmasından dolayı tarım için yeterli su bulunmaz. Dicle Bölümü'nde nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının altındadır. Nüfus, Diyarbakır Havzası ile Mardin - Midyat Eşiği'nde toplanmıştır. Bölümün en büyük ili Diyarbakır'dır. Bölümün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. En önemli yeraltı zenginliği Diyarbakır, Siirt ve Batman'da çıkarılan petroldür. Yıllık üretimi 3 milyon tondur. Ayrıca Cizre ve Silopi'de linyit çıkarılır. 2. Orta Fırat Bölümü Bu bölümde Gazi Antep ve Şanlı Urfa platoları önemli yer kaplar. Fırat Nehri ve kolları platoları ikiye ayırır. Fırat Nehri plato içerisine 200 m gömülmüş olarak akar. Altınbaşak, Ceylanpınar, Suruç, Birecik ovalarında tahıl ekilir. Atatürk barajı ile yapımı son aşamaya gelen Şanlı Urfa tünelleri bölümün Türkiye ekonomisindeki yerini değiştirecektir. Platolarının ortalama yükseltisi 500 ile 1000 m'dir. Platolar, tortul ve volkanik taşlardan meydana gelmiştir. Orta Fırat Bölümü'nde yazları sıcak ve kurak, kışları serin ve yağışlı olan Akdeniz iklimi görülür. Bölümün en gelişmiş ili Gazi Antep'tir. Adıyaman, Nizip, Birecik, Şanlıurfa, Harran, Suruç, Ceylanpınar, Siverek, Viranşehir bölümün diğer önemli il ve ilçe merkezleridir. Halkın geçimi, tarım ve hayvancılıktan sağlanır. Tarım ürünü olarak tahıl, mercimek, antep fıstığı yetiştirilir. Ayrıca bağlar, bahçeler ve zeytinlikler yer alır. Bunun yanısıra pamuk, çeltik ve susam da ekilir. Adıyaman ve Kâhta'da petrol çıkarılmaktadır. Genel Özellikleri Bölge, ülkemiz topraklarının %8 lik bölümüne sahip olup yüzölçümü bakımından en küçük bölgesidir. Kuzeyinde bir yay biçiminde uzanan Güneydoğu Toroslardan,güneyde Suriye ve Irak sınırına kadar uzanır. Bölge ova ve platolarla yaz sıcaklığının ve buharlaşmanın en fazla olduğu nin en büyük barajı olan Atatürk barajı bu Şehirleri Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Siirt, Mardin, Batman, Şekilleri Bölgenin Ortalama yükseltisi 800-1000 m yükselen Karacadağ sönmüş volkanı ile Mardin Mazıdağı yöresi bölgenin en engebeli alanlarını oluşturur. Suruç, Ceylanpınar ve Harran Ovası,Altınbaşak,Viranşehir,Nizip gibi verimli Ovalar GAP projesi sayesinde suya olan hasretlerini gidermek Gaziantep ve Şanlıurfa platoları önemli konumdadırlar. İklim ve Bitki Örtüsü Bölgede, yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağışlı olan tipik Akdeniz ikliminin bozulmuş şekli iklimine oranla, kışları daha soğuk ve yazları da daha sıcak kuzeyden güneye doğru gidildikçe ortalama yağış miktarı kuzeyden 750 mm güneyindeki alçak kesimlerde 300 mm bölgede otsu bitkiler yetersizliği yüzünden ormanlık alan azdır. Akarsu ve Göller Doğudaki iki büyük nehir Fırat ve Dicle Irmaklarıdır. Fırat ve Diclenin ülkemizden doğarak basra körfezine ulaşması. Ayrıca Göksu ırmağı bu bölgeden de göl bakımından çok barajlar ise Atatürk Barajı ve Karakaya barajıdır. Tarım ve Hayvancılık Tarım ürünlerinden en çok buğday tarım ürünleri arpa,pirinç,pamuk,mercimek,Antepfıstığı ve da pamuk ve tütün yetiştirilir. Tarıma uygun olmayan yerler hayvancılıkla koyun ve keçi ve çevresinde ipekböcekciliği de yapılır. Nüfus ve Yerleşme 1990 sayımına göre bölgenin nüfusu daha çok bölgenin batısında başlıca nedeni,iklim ve toprak şartlarının burada daha elverişli nüfusunun sadece %8 i burada de kent nüfus oranı oldukça km kareye 66 kişi düşer. Yeraltı Zenginlikleri Başlıca çıkartılan madenler; petrol ,fosfat,asfaltit dir. Bölgede,tarıma dayalı ve hayvan ürünlerini işleyen çeşitli endüstri kolları kombinaları,süt endüstrisi,hayvansal yağ fabrikaları,zeytinyağı fabrikaları,bunun yanısıra tarım dışı sanayi kollarından çimento fabrikaları,kimya sanayi,tarım araçları,otomontaj ve madeni eşya yapımı geliştirilmiş olan çeşitli sanayi kollarıdır. Petrol Kuyuları, Raman, Garzan, Batman ve Diyarbakır'da Turizm potansiyeli çok yüksek olan bölgede Adıyaman, Nemrut Dağı, Peygamberler Şehri Urfa, Tarihi Harran Üniversitesi, Harran evleri, Mardin evleri gibi daha pek çok gezilip görülecek kendine özgü güzellikler vardır. Dünyada güneşin doğuşunun en güzel olduğu Nemrut Dağında Kommagene Medeniyetinin izleri turistlerin ilgisini çekmektedir. Bölgedeki Nemrut Dağı Adıyaman ile Diyarbakır ve Şanlı Urfa şehrinde bulunan tarihi eserler bölgenin turizm potansiyellerini oluşturur. GAP Projesi GAP 13 ayrı projenin birleşiminden meydana gelmiştir. Bu proje içinde 22 baraj, 19 hidroelektrik santral vardır. Proje, Mardin, Adıyaman, Şanlı Urfa, Diyarbakır, Batman ve Şırnak illerimizi kapsamaktadır. Sadece Atatürk barajından elde edilen elektrik üretimi ülke elektrik üretiminin 1/6'sına eşittir. 1992 Bölge ekonomisini çok yönlü etkileyen kuraklık problemi GAP projesiyle halledildiği zaman bölgede sosyo - ekonomik yönde büyük değişiklikler görülecektir. GAP projesi gerçekleştiği zaman Sulamalı tarıma geçilecektir. Bölgedeki nadas alanları azalacaktır. Tarım ürünlerinin çeşitliliği artacaktır. Tarım ürünlerinin verimi artacaktır. Pamuk, pirinç, gibi tarım ürünlerinin ekim alanı genişleyecektir. Güneydoğu Anadolu, Türkiye pamuk üretiminde birinci bölge olacaktır. Kuru tarıma dayalı buğday, arpa, mercimek gibi tarım ürünlerinin ekim alanı azalacak fakat üretimleri artacaktır. Barajlar suni göl fonksiyonu göreceğinden bölgenin iklimi belirli oranda yumuşayacaktır. Elektrik enerjisinde üretim artışı sağlanacaktır. İçme suyu olarak kullanılacaktır. Su ürünlerinin üretimi artacaktır. Tarım ve tarıma bağlı sanayi gelişecektir. Bölgede iş olanakları arttığı için bölgeden diğer bölgelere göç duracaktır. Diğer bölgelerden Güneydoğu Anadolu'ya göç olacaktır. Bölgenin nüfusu ve nüfus yoğunluğu artacaktır. Türkiye'nin tarım ürünlerine dayalı ihracatı artacaktır. Bölgede tarım alanları geniş düzlüklerden oluşur. Bu alanların sulanmasıyla tarım gelişecektir. Antepfıstığı, mercimek, üzüm, nohut ve tahıl üretiminin önemli bir kısmı bölgeden karşılanmaktadır. Harran Ovası, sulamanın gelişmesiyle özellikle pamuk ekiminin en fazla yapıldığı yerlerden biri olacaktır. GAP'ın tamamlanmasıyla mısır, pirinç ve ayçiçek gibi ürünlerin üretimindeki artışın daha fazla olması beklenmektedir. Çünkü bu ürünler bol su ve sıcaklık isteği olan ile ilgili Notlar Türkiye'de; En küçük yüz ölçümü, En az toplam nüfus, En yüksek yaz sıcaklığı, En az orman oranı, En fazla petrol çıkarımı, En fazla fosfat çıkarımı, En fazla mercimek üretimi, En az engebelik, En fazla yaz kuraklığı, En fazla sulama sorunu, En fazla buharlaşma miktarı, En az bulutluluk oranı ve en sade yer şekillerine sahip olan Bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesidir. Bölge içerisinde; En çok koyun ve keçi besleme. En fazla yağış kış mevsimindedir. En fazla buğday,arpa ve baklagiller yetişir

güneydoğu anadolu bölgesinin siyasi haritası