🐗 Hz Süleyman Ile Ilgili Sorular

5 Sınıf Din Kültürü Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Süleyman test çöz ve puan kazan. Bu konuda yeni nesil beceri temelli sorular, kazanım testleri ile konu kavrama testleri bulunmaktadır. Bu testi çözerek yazılı sınava etkin bir şekilde hazırlanabilirsiniz. SÜLEYMAN(AS) Hz. Davud’un oğlu, doğdu Kenan’da, Yetişti büyük peygamber yanında. Pek kıymetlidir Allah’ın katında. Hem Peygamber, hem de hükümdar oldu. O’nun yolu, Hakk için doğru yoldu. Bu askerlerini bir gün topladı. O’nunla konuşan karınca vardı. Peygamberlerle ilgili çeşitli sorular. Hazret-i İsa’dan sonrasında. Sual: Hazret-i İsa ile Peygamber efendimiz içinde Peygamber gelmiş midir? CEVAP. Hazret-i Âdem’den beri birçok Peygamber geldiği kitaplarda yazılıdır. Bunlardan bin senede bir gelene Resul denir. Bunlardan en ünlü olanı Seba melikesi Belkıs ile ilgili olanıdır. Hz. Süleyman ününü duyan Belkıs onu görmek için Kudüs’e gitmiştir. Sormuş olduğu zor sorular ile Hz. Süleyman’ın peygamberliğini sınar, vermiş olduğu cevaplar Belkıs tarafından çok beğenilir ve Belkıs sarayın görkemine hayran kalır. Süleyman”ın duası ise şöyledir: ". Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat ." (Neml Suresi, 19) Allah Hz. Süleyman”a bazı özel yeteneklerin dışında büyük maddi imkanlar da sunmuştu. Hz. Hz İbrahim’in teslimiyet ile anılmasına sebep olan olaylar nelerdir? Hz. İbrahim’in ateşe atılması ve yanmamasının İslam kaynaklarında delili var mıdır? Hz. Muhammed Hz. İbrahim’e neden “babam İbrahim” ifadesini kullanmıştır? Hz. İbrahim'le ilgili daha fazla bilgi edinmek için tıklayınız. İslaminancına göre Hz. Süleyman’ın doğaüstü güçleri var mıdır? Varsa bunların kaynağı (delili) nedir? Kur’an-ı Kerim’de Hz. Süleyman’dan bahsediliyor mu? Hz. Muhammed, Hz. Süleyman’ın hayatına dair bilgi vermiş midir? Hz. Süleyman'la ilgili merak edilen detaylar için tıklayınız. KanuniSultan Süleyman kırk altı yıl hükümdarlık yaparak Osmanlı tahtında en uzun süre hükümdarlık tahtında oturan Sultan olmuştur. Bu dönemde fetihler yapılırken bir yandan da kültür ve uygarlık alanında gelişmelere önemli imzalar atmıştır. Osmanlı devleti hem doğuda hem de batıda ekonomik, siyasi ve askeri hzPeygamber ile ilgili sorular Labirent kovalamaca. Betuleser tarafından. 5.2.4.Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Süleyman Süleyman(a.s) ayetleri oku, kuran meali dinle. Bakara Suresi, 102. ayet: Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkar etmedi; ancak şeytanlar inkar etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz Yücekitabımız Kuranı Kerim'de Hz Davud ve Süleyman ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim'de geçen Hz Davud ve Süleyman ile ilgili ayetler. 38/17. (Ey Muhammed!) Onların söylediklerine sabret; güçlü kulumuz Davud'u hatırla; o daima (Allah'a) yönelirdi. 18-19. Biz, akşam sabah onunla beraber teşbih eden dağları ve toplu hâlde kuşları onun buyruğu Allah, rüzgârı, Hz. Süleyman (as)’ın emrine vermiş ve çeşitli işlerinde bir araç olarak kullanmasına imkan sağlamıştır. Bu ifadeyle Hz. Süleyman (as) döneminde ve aynı şekilde ahir zamanda rüzgâr enerjisinin, teknolojide kullanılacağına işaret ediliyor olabilir. Başka bir ayette yer alan “ sabah gidişi bir ay NIPxV. Ana Sayfa » 5. Sınıf » 5. Sınıf Din Kültürü Ana Sayfa 5. Sınıf 5. Sınıf Din Kültürü Bir Peygamber Tanıyorum Hz. Süleyman test çöz ve puan kazan. Bu konuda yeni nesil beceri temelli sorular ve cevapları, kazanım testleri ile konu kavrama testleri bulunmaktadır. Bu testi çözerek yazılı sınava etkin bir şekilde hazırlanabilirsiniz. Bilgeliği ile ünlü olan Hz. Süleyman, yine kendisi gibi bir peygamber ve hükümdar olan oğludur. Doğaüstü güçlere sahip güçlü bir figür olarak Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanlıkta adı geçen Süleyman, Yahudiler tarafından bir kral olarak görülse de Kur’anda bir peygamber olduğu belirtilmiştir. Kuran’ın çeşitli sureleri ve ayetlerinde Davud’a varis olan Süleyman’a kuşdili öğretilmiş, rüzgâr onun emrine verilmiş, cinler ve şeytanlar hükmü ve hizmeti altına girmiş, ona ve babası Davud’a Tanrı bilgi ihsan etmiştir. Günümüzde British Museum’da bulunan elyazmalarına dayanan, 15. ya da 16. yüzyılda yazıldığı sanılan, kaynağı belli olmayan, ancak Kral Süleyman’a atfedilen Süleyman’ın Anahtarı Clavicula Salomonis adlı kitap, tarihteki en ünlü büyü kitaplarından biri. Kitapta Süleyman, ruhsal güçleri toplamayı ve kontrol altına almayı, ruhlar aleminden gizli sorulara yanıtlar bulmayı; aşk, para ya da başarı gibi özel istekleri elde etmek için yapılması gerekenleri, doğru zaman, yer ve ayrıntılı teknikleri tarif ederek anlatıyor. Kitap, müzedeki elyazmalarından yedisine dayanarak 1854-1918 yılları arasında yaşamış, gizli ilimler konusunda uzman ve Altın Şafak Hermetik Cemiyeti’nin kurucusu olan S. Liddell MacGregor Mathers tarafından İngilizce’ye çevrilmiştir. Önsözünde, Yahudi tarihçi Josephus’un, Kral Süleyman’ın okült uygulamalarda deneyimli olduğunu onayladığını belirterek; kendisinin de bu maji sisteminin Kral Süleyman’a atfedilmesinden kuşkulanmak için hiçbir nedeni olmadığını söylüyor. Kitap şu sözlerle başlıyor “Bugün herkes biliyor ki, çok eski çağlarda Kral Süleyman Solomon sahip olduğu bilgileri bir meleğin bilgece öğretilerinden esinlenerek edindi… Hayatının sonuna yaklaştığında, oğlu Roboam’a hayatı boyunca sahip olduğu tüm bilgeliği içeren bir vasiyatname bıraktı. Onun ardından aynı bilgiyi kazanmaya çalışan Hahamlar, ağaç kabuklarına işlenmesine sebep oldukları bu vasiyatnameye “Testament the Clavicle” veya “Süleyman’ın Anahtarı” adını vermişlerdir. Tılsım olarak kullanılan beş köşeli yıldızlar pentacles İbrani harfleriyle bakır plakalar üzerine yazılmış, böylece o bilge kralın yaptırdığı tapınakta özenle korunabilmişlerdir.” “Süleyman’ın Anahtarı” “Key of Solomon- Clavicula Salomonis” Birinci bölüm ”Büyük Anahtar” ve 5 kitaptan oluşan Legemeton denilen ikinci bölüm ve bunun Süleyman’ın Küçük Anahtarı denilen bölümü Goetia sırlar bakımından önemlidir. En gizemli bölümü de burasıdır. Armadel’de bahsedilen 72 melek’e karşılık burada 72 karanlık güç vardır. “Süleyman’ın Anahtarı” şu satırlarla başlıyor “Davut’un oğlu, İsrail’in kralı Süleyman dedi ki Anahtar’ımızın başlangıcı Tanrı’dan korkmak, ona inanmak, pişmanlık dolu bir kalple ona yalvarmak, niyetlendiğimiz her iş için ondan yardım istemek ve tam bir adanmışlıkla onun için çalışmaktır; böylece Tanrı bize doğru yolu gösterir. Bu yüzden büyü sanatı ve biliminin bilgisini elde etmek isteyen, saatlerin ve günlerin uygun zamanını ve ayın doğru halini beklemelidir.”Kitabın girişinde bu amaçla 3 tane ayrıntılı tablo yer alıyor. İlk tabloda günün hangi saatinde hangi gök cisminin etkili olduğu 24 saat esasına göre veriliyor. İkinci tablo, saatlerin büyülü isimleri ve onları yöneten meleklerin isimlerini içeriyor. Üçüncü ve son tabloda ise her gök cismine atfedilen melekler, metaller, günler ve renkler açıklanıyor. İki ana bölümden oluşan “Süleyman’ın Anahtarı” kitabından doğru şekilde yararlanabilmek için her büyünün, amacına uygun şekilde, doğru saatte, günde ve yerde yapılmasının çok önemli olduğu iddia ediliyor. Bu kitabı kullanan kişi çeşitli duaları okumak ve günahlarından arınmak, temiz ve amaca uygun kıyafetler giymek zorunda. Tüm koşullar yerine getirildikten sonra ne tür büyülerin yapılabileceği yazıyor. Çalınmış eşyaları bulmak, görünmez olmak, âşık olunan kişinin rüyasına girmek, istenen kişiyi kendine âşık etmek, saygı ve itibar görmek, kişilerin birbirinden nefret etmesini sağlamak, her türlü soruya yanıt bulmak amacıyla yapılan büyüler yer alıyor. Süleyman’ın Anahtarı kitabındaki en dikkat çekici büyüler, genellikle boyunda taşınan ve büyü yapmada kullanılan bir tür tılsım olan “Pentacle”lar. Türkçe’de tam karşılığı olmayan, benzerlikten dolayı beş köşeli yıldız “Pentagram”la karıştırılan “Pentacle” parşömen, kâğıt ya da metalden yapılıyor. Üzerine gizli enerjileri açığa çıkaran semboller çiziliyor. “Süleyman’ın Anahtarı” kitabının ilk bölümünün sonunda, “toprağa, havaya, suya ve ateşe ait kötü ruhları korkutmak, onların boyun eğmesini sağlamak” için kullanılan “pentacle” ayrıntılı şekilde belirtiliyor. Ruhların bu tılsımları gördüğünde hayretle donakalacağı, korkacağı ve kullananın iradesine kesinlikle karşı çıkamayacağı söyleniyor. Bu “pentacle”ların hangi gök cismine ait oldukları, renkleri ve sıraları şöyle tarif ediliyor 1. Satürn’e ait yedi pentacle Siyah, 2. Jüpiter’e ait yedi pentacle Mavi, 3. Mars’a ait yedi pentacle Kırmızı, 4. Güneş’e ait yedi pentacle Sarı, 5. Venüs’e ait beş pentacle Yeşil, 6. Merkür’e ait beş pentacle Karışık renkler, 7. Aya ait altı pentacle Gümüş. Ve işte farklı amaçlara hizmet eden bazı pentacle örnekleri ve işe yaradıkları Pentacle tüm ruhları toplamak için kullanılıyor ve “hepsi sizin emirleriniz altına girecektir” deniyor. Satürn’e ait yedinci pentacle Deprem yaratmak için kullanılıyorr, çünkü bundan etkilenen meleklerin tüm evreni sallayacak gücü var. Kral Süleyman’a atfedilen “Süleyman’ın Anahtarı” “Key of Solomon- Clavicula Salomonis” kitabı, kaynağı meçhul olsa da, kendinden sonra yazılan birçok büyü kitabına kaynak oluşturdu. Bunlardan en ünlüsü, aynı kitapla karıştırılan “Lesser Key of Solomon-Lemegeton Clavicula Salomonis” yani, “Süleyman’ın Küçük Anahtarı.” 17. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen yine Süleyman’ın yazdığı iddia edilen kitapta Yahudi ve Müslüman gizemcilerinin etkileri görülüyor. Kitapta, okuyan kişinin dilediğini yaptırması için gerekli olan ruhların isimleri ve onları nasıl uyandırıp yöneteceği anlatılıyor. Tüm bunlar için gerekli malzemelerin kullanılması ve uygulanması şart olan ritüeller de etraflıca anlatılıyor. Kitap Ars Goetia, Ars Theurgia Goetia, Ars Paulina, Ars Almadel ve Ars Notoria olarak beş bölümden oluşuyor. İbranice anlamı Sırların Bekçisi olan Başmelek Raziel’in Kitabı bir büyü ve sihir kitabıdır. Kendisi cennette Tanrı’nın tahtının yakınında durduğu için, orada olan her şeyi öğrenmekte ve konular hakkındaki tartışmalara şahit olmaktadır. Adem ve Hava’ya kendi özel Bilgi Kitabı’nı verdikten sonra, onlar şeytana kendilerini kaptırmış ve yasaklanan Bilgi Ağacı’nın meyvesinden yiyerek günah işlemişlerdir. Raziel’e bağlı olan melekler onların cennette işledikleri bu günahtan nedeniyle öylesine hayal kırıklığına uğramışlardır ki, Raziel’in onlara verdiği kitabı çalıp, Okyanus’un derinliklerine fırlatmışlardır. Tanrı bu yüzden Raziel’e kızmamıştır fakat kitabın denizin dibinden, Rahav adlı melek tarafından çıkartılıp Adem’a geri verilmesini sağlamıştı. Rivayete göre bu kitap daha sonra nesilden nesile aktarılarak, Hanok’un eline geçmiştir. Başmelek Rafael, Hanok’tan sonra onu torunu Nuh Peygambere vermiştir. O da bu kitaptaki gizemli bilgiler sayesinde Tufan’dan önce gemisini inşa etmiştir. Raziel’in kitabı daha sonra geçmiştir. Süleyman’ın Anahtarı’yla ilgili şüphelerden biriyse Ortaçağ Avrupa’sında Grimoire olarak bilinen Kara Büyü reçetelerinin olduğu kitapların çokça yazılıp alınıp satılmış olmasıdır. Bunların çoğu şan, şöhret, mevki, para, aşk, şehvet, düşmana zarar vermek gibi konularda başarı vaat eden kara büyü kitaplarıydı. Bir taraftan yandan büyücünün oruçlar ve riyazetler uygulamaları, İsa, Meryem Anaya, Azizlere, Tanrıya uzun dualar, haykırışlar sunmaları ön görürken diğer yandan çelişkili olarak şeytan, ifritler ve cinler ordusu çağrılıp büyücünün en nefsi isteklerini yerine getirmek üzerine celp ve çağrılar uygulanıyordu. Grimoire’lar satmak üzere düzenlenmişti ve oradan buradan alıntılar yapılır tahrifatlar uygulanıp çarpıtılıyordu. Yazarları papalara, peygamberlere addediliyordu. Ancak her ne kadar grimoire’ler zaman zaman Süleyman’ın Anahtarından alıntılar yapmışsalar, Süleyman’ın Anahtarı bu sınıflandırmaya girmiyor. Kökeni ne olursa olsun, kutsal metinleri andıran yetkin ve zengin bir dilde yazılmış ve Yahudi kökenlidir ve hıristiyanlıkla ilgisi yoktur. Hz. Süleyman’ın bir diğer önemli yönü, Siyon dağına inşa ettirdiği Süleyman Tapınağı olarak bilinen yapıdır. Babası Hz. Davud öneminde aynı yerde sadece bir çadır vardı ve bu çadırda Ahid sandığı bulunuyordu. Hz. Süleyman’a Allah tarafından verilmiş bir takım mucizeler bulunmaktadır. Kur’ân, öncelikle Hz. Süleyman’ın asla kâfir olmadığını el-Bakara, 2/102 vurgulamakta ve Allah’ın ona vahyettiğini açıklamıştır. Rüzgârın Hz. Süleyman’ın emrine verildiği, erimiş bakır madenlerinin onun için nehir gibi akıtıldığı, cinlerden bir bölümünün onun emrinde çalıştığı es-Sebe’, 34/12, Hz. Süleyman’ın hidayet ve nübüvvete kavuştuğu, adaleti uygulama konusunda babasını dahi geçtiği el-Enbiya, 21/78,79; kendisine ilim verildiği en-Neml, 27/15; kuşların dilini anladığı en-Neml, 27/16; cinlerden, insanlardan ve kuşlardan ordular topladığı en-Neml, 27/17 bildirilmektedir. Süleymanın Mühründe Ne Yazıyor? Bazı Kabalistlere göre, Kral Davut ve Kral Süleyman Kabalacı majikal sanatlar ile mucizeler gerçekleştirebiliyordu. Pentagram beş köşeli yıldız Süleyman’ın Mührü ve Heksagram Altı köşeli yıldız Davut’un kalkanı olarak bilinirdi. Mühr-i Süleyman, Süleyman Peygamber’in yüzüğüne verilen isimdir. Bu aynı zamanda onun mührüdür. Rivâyetlere göre bu yüzüğün üzerinde İsmi A’zam lafzı yazılı olduğu için Hz. Süleyman bütün mahlûkata hükmetmiştir. Bir gün onu bir dev’e çaldırınca gücünü ve saltanatını kaybetmiş, yıllar sonra bulunca da idareyi yeniden eline almıştır. İlk insan Adem Peygamber yeryüzüne gönderildiğinde kendisine Cebrail tarafından bir yüzük verilmişti. Adem Peygamber vefat edince yüzük Cebrail tarafından yeniden geldiği yere cennete götürüldü. Bir gün Cebrail Davud Peygamber’e geldi ve elindeki yüzükle birlikte 10 tane soru verdi. “Bu 10 soruyu çocuklarına sor ve içlerinden her kim soruların tamamına doğru yanıt verirse yüzüğü ona ver,” dedi. Bunun üzerine Davud Peygamber bir meydanda halkını topladı ve onların önünde Cebrail’in kendine söylediklerini söyledi. Sırayla büyük oğlundan başlayarak çocuklarına soruları sordu. Çocuklardan hiç birisi sorulara doğru cevap veremediler. Son olarak çocuklardan en küçüğü Süleyman’ı çağırdı ve soruları ona da sormaya başladı. Süleyman sorulara bir bir doğru cevap verirken diğer taraftan her cevabıyla birlikte gülümsüyordu. Tüm sorulara doğru cevap veren Süleyman’ı Davud Peygamber tebrik ettikten sonra kızdı ve “ciddi bir konuda halkın önünde neden ciddiyetten uzak davranıyor ve gülüyorsun” dedi. Süleyman ise, “babacığım özür dilerim, amacım sizi üzmek veya ciddiyetsizlik yapmak değildi ancak siz her soru sorduğunuzda şurada duran karınca bana cevapları söylüyordu ve ben de ona gülümsüyordum,” dedi. Bunun üzerine Davud Peygamber kalktı ve yüzüğü oğluna verdi. Bu öyle bir yüzüktür ki sayılı kişi ve meleklerin bildiği Tanrı’nın gizli ismini İsmi Azam duası saklar. Tanrının bilinmeyen adı yaratma ve hükmetme özellikleri içerir. Elbette bu tür bir efsane güç düşkünü insanların başını döndürmeye yeter. Kimi bilgilere göre Adem’in taşıdığı bir yüzüktür ve cennetten çıkarılırken onu Arşta bırakmıştır. Cebrail daha sonra bu yüzüğü Tanrı’nın isteğiyle Hz. Süleyman’a getirmiştir. Abdülbaki Gölpınarlı, Mevlana’nın Divan’ının açıklamalar bölümüne şunları yazmıştır “Yel, tahtını sabahleyin bir aylık, akşamleyin bir aylık yere götürürdü. Bakır madeni ona karşı sel gibi akardı; cinler, kaleler ve havuzlar gibi büyük çanaklar, sağlam ve yerinden kalkmaz kazanlar yaparlar, emrinden çıkanlar azaba uğrardı. Süleyman Peygamber’e ön ayaklarından birini büküp tırnağını yere dayayan cins atlar arz edildiği, onun gün batıncaya kadar bunları seyrettiği, sonra yelelerini taramaya, boyunlarını okşamaya koyulduğu da Kuran’da anlatılır. Süleyman’ın Rabbinden, kendisinden sonra kimseye nasip olmayacak bir saltanat dilediği de anlatılır. Süleyman’ın bir yüzüğü olduğu, bu yüzükte İsmi-i Azam’ın, yani Allah’ın adlarından en büyüğünün kazılı olduğu, cinlere ve hayvanlara bu adın etkisiyle hükmettiği de rivayet edilmiştir. Dinim İslam, İslamiyet, İslami Yazılar > peygamberlerin hayatı kuran'da adı geçen peygamberler as HZ. SÜLEYMAN’IN HAYATI AS KURANI KERİM’DE ADI GEÇEN PEYGAMBERLERİN HAYATI Tarıh, yaklasık olarak 970-931 yılları arasında yasadıgı düsünülen Hz. Davud'un oglu Hz. Süleyman'ın kurdugu muhtesem krallıga sahıtlık eder. Öyle kı Hz. Süleyman, babasından sınırları Mısır'dan Fırat'a kadar uzanan bır krallık devralmıs ve kısa sürede hakımıyetını güçlendırmıstı. Ve kendı yasadıgı dönemde öylesıne büyük bır hakımıyet kurmustu kı, Allah'a olan ımanının ve üstün aklının kendısıne kazandırdıgı bu ıhtısam, yüzyıllar sonra bıle ınsanların hayranlıgını ve dıkkatını üzerıne çekmeye devam Süleyman'ın hayatı, Allah'a gönülden ıman eden bır müslümanın aklının ne kadar fazla, ufkunun ne kadar genıs oldugunu bütün ınsanlıga gösteren çok çarpıcı bır delıldır. Hz. Süleyman cınlerden ve ınsanlardan olusan ordusu ıle kurdugu hakımıyetı, muhtesem bır saraydan yönetıyordu. Ve bu saray dönemının en ılerı teknıgı kullanılarak üstün bır estetık anlayısı ıle ınsa edılmıstı. Sarayında göz alıcı sanat eserlerı ve görenlerı hayran bırakıp etkıleyen degerlı esyalar, benzersız bır estetık anlayısı ıle yerlestırılmıstı. Elbette Hz. Süleyman'ın bu mekânı, görenlerde büyük hayranlık uyandırıyordu. Insanların bu saraydan bu kadar etkılenmelerının nedenı ıse, ınsan fıtratına en uygun olan estetık anlayısını ve ortamı bırden karsılarında görmelerı olmustur. Zıra Hz. Süleyman, yaptırdıgı bu görkemlı sarayı, ımanın nuru ve onun getırdıgı üstün bır akıl ıle yaptırmıstı. Ve bır Müslümanın hangı çagda veya hangı sartlarda yasarsa yasasın Allah'ın kendısıne verdıgı ımkânları en güzel sekılde kullanarak essız bır mekân olusturabılecegının en güzel örnegını Kur'ân-ı Kerım'ın Neml Sûresı'nın bır çok ayetı, onunla aynı dönemde asayan bır kavmın yönetıcısı olan Sebe Melıkesı'nın Hz. Süleyman'ın ıhtısamlı sarayını gördükten sonra ona bıat ettıgınden bahseder. Hz. Süleyman, Sebe Melıkesı Belkıs'ın varlıgını kendısıne haber getıren Hüdhüd sayesınde ögrenmıstı"Derken uzun zaman geçmeden Hüdhüd geldı ve dedı kı "Senın kusatamadıgın ögrenemedıgın seyı, ben kusattım ve sana Saba'dan kesın bır haber getırdım. Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bır kadın buldum kı, ona her seyden bolca verılmıstır ve büyük bır tahtı var. Onu ve kavmını, Allah'ı bırakıp da günese secde etmektelerken buldum, seytan onlara yaptıklarını süslemıstır, böylece onları dogru yoldan alıkoymustur; bundan dolayı onlar hıdayet bulmuyorlar." Neml Sûresı 22-24 Bu bılgının üzerıne Hz. Süleyman, Allah'ı ılâh olarak kabul etmeyıp günese secde eden ve seytanın kendılerıne süslü gösterdıgı bır sıstemı kabul eden Sebe halkını, ımana davet etmek ıçın onlara "Rahman ve Rahım olan Allah'ın adıyla" baslayan bır mektup öndermıstı. Ve tüm kavmı kendısıne teslım olmaya çagırmıstı. "Gerçek su kı, bu, Süleyman'dandır ve 'süphesız Rahman ve Rahım Olan Allah'ın Adıyla' baslamaktadır. Içınde de "Bana karsı büyüklük göstermeyın ve bana müslüman olarak gelın" dıye yazılmaktadır. Neml Sûresı 30-31 Sebe Melıkesı o ana kadar hıç karsılasmadıgı kadar kesın bır üslupla tüm hükümdarlıgını kendısıne katmasını ısteyen Hz. Süleyman'ın, bu mektubu arsısında çok sasırmıstı. Ve kendısını kesın olarak bozguna ugratacagından emın oldugu bu hükümdarı, kararından vazgeçırmek ıçın ona yüklü hedıyeler göndermek yolunu seçmıstı. Ne var kı Allah'ın rızasını ve rahmetını hıç bır zaman maddî bır menfaate tercıh etmeyen tüm peygamberler gıbı Hz. Süleyman da, Sebe Melıkesı Belkıs'ın hedıyelerını gerı çevırmıs ve elçılerı vasıtasıyla ona ne kadar kararlı, onurlu ve Allah'a baglı oldugunu gösteren söyle bır haber göndermıstı"Elçı hedıyelerle Süleyman'a geldıgı zaman "Sızler bana mal ıle yardımda mı bulunmak ıstıyorsunuz? Allah'ın bana verdıgı, sıze verdıgınden daha hayırlıdır; hayır, sız, hedıyenızle sevınıp ögünebılırsınız" dedı. Sen onlara dön, bız onlara öyle ordularla gelırız kı, onların karsı koymaları mümkün degıl ve bız onları ordan horlanmıs asagılanmıs ve küçük düsürülmüsler olarak sürüp çıkarırız." Neml Sûresı 36-37 Hz. Süleyman Sebe Melıkesı Belkıs'a Allah'ın adı ıle basladıgı mektubunda kendı gücünün Yüce Rabbınden geldıgını ve asla yenılmeyecek bır kuvvete sahıp oldugunu hıssettırmıstı. Nıtekım Hz. Süleyman cınlerden, ınsanlardan olusan, ona büyük bır teslımıyetle ve sevkle baglı bır orduya sahıptı. Öyle kı bu ordunun her üyesı Süleyman Aleyhısselamın bütün sözlerını büyük bır hosnutlukla ve tam bır ıtaatle yerıne getırmekteydı. Elbette Hz. Süleyman'ın ordusunun tüm gücü Allah'tan gelmekteydı ve Allah'ın ordusu adetullaha uygun olarak her zaman üstün gelecektı. Sebe Melıkesı Belkıs, onun Hz. Süleyman'ın sarayına gıttıgınde o güne kadar hıç görmedıgı büyük bır mülk ve zengınlıkle karsılasmıstı "Ona "Köske gır" denıldı. Onu görünce derın bır su sandı ve etegını çekerek ayaklarını açtı. Süleyman Dedı kı "Gerçekte bu, saydam camdan olma düzeltılmıs bır kösk zemındır." Dedı kı "Rabbım, gerçekten ben kendıme zulmettım; artık ben Süleyman'la bırlıkte âlemlerın Rabbı olan Allah'a teslım oldum." Neml Sûresı 44 Kendısı de bır zengınlık ve hâkımıyete sahıp olan Sebe Melıkesı Belkıs, Hz. Süleyman'ın sarayına gırınce o güne kadar gördügünden çok farklı bır estetık ve bır zengınlıkle karsılasmıs ve ruhuna hıtap eden büyük bır akla sahıt olmustur. Aslında Sebe Melıkesı Belkıs'ın duydugu hayranlık ve saskınlık ıçıne gırdıgı saraya degıl, Hz. Süleyman'ın aklınadır. Çünkü Belkıs'ın karsılastıgı manzara, o dönemın sartlarında yapılabılecek en mükemmel eser olarak tarıf edılebılecek en güzel yerdır. Âyette de ıfade edıldıgı gıbı camdan olan kösk zemını öylesıne gerçektı kı, Sebe Melıkesı Belkıs, ıslanmaması ıçın eteklerını toplayarak ılerlemesı gerektıgını düsünmüstü. Sarayın muhtesemlıgı ve görkemı, müslümanların ruhlarında yasadıgı zengınlıgı yansıtıyordu. Belkıs'ın baska bır ülkenın hükümdarı olmasına ve bu ülkenın en büyük servetıne sahıp olmasına ragmen Hz. Süleyman'ın yasadıgı mekândan ve onun zengınlıgınden etkılenme sebebı de budur. Teknık anlamda büyük servetler harcanan mekânlarda yasamasına ragmen, pek çok kısı ınsan fıtratının hoslanacagı estetıgı saglayamayabılır. Oysa Hz. Süleyman'ın sarayının her kösesınde görülen zevk, akıl ve mükemmellık sadece servetle elde edılebılecek bır görünüm degıldır. Iste aradakı bu farkı daha sarayın gırısını görür görmez anlayan Belkıs, böyle bır yerı meydana getıren akla ve o aklın üstünlügüne hemen teslım olmustur. Sebe melıkesı Süleyman Âleyhısselamın aklının sahıbı olan Cenâb-ı Allah'a ıman ettıgını söylemıs ve müslümanlardan olmayı kabul etmıstır. Hz. Süleyman ve onunla bırlıkte yasayan mü'mınler, Allah'ın kendılerıne verdıgı bu büyük mülkü tasımaya lâyık ve ehıl kımselerdı. Rabbıne karsı son derece güzel ahlâklı, teslımıyetlı ve mütevazı bır peygamber olan Hz. Süleyman, kendısıne nımet olarak bahsedılen bu büyük zengınlıgı yıne yalnızca Allah'ı razı etmek ve onların kalbını Islâm'a ısındırmak ıçın kullanıyordu. Pek çok peygamber de aynı Hz. Süleyman gıbı ınsanlara dını teblıg ederken halkın karsısına büyük bır zengınlıkle çıkarak, onları etkıleme yoluna gıtmıstı. Hazınenın basına getırılen Hz. Yusuf, kendısıne büyük bır mülk verılen Hz. Ibrahım, görenlerı hayrete düsürecek kadar ıhtısamlı bır hâkımıyete sahıp olan Hz. Süleyman ve fakırken zengın kılınan Peygamberımız Hz. Muhammed, yasadıkları hayat boyunca bunun en güzel örneklerını sergılemıslerdır. Peygamberlerın bu zengınlıgı ve yasadıkları üstün ahlâkı gören ınsanlar, hıç bır sıstemın ya da ıdeolojının kendılerıne sunmadıgı böyle bır manevıyatı ve maddî ıhtısamı elde edebılmenın yolunu merak edıyorlardı. Bu nedenle Islâmı henüz tanımayan ınsanlar, ılk basta bu zengınlıgın sebebıne ve gördüklerı ahlâkî yapısına karsı duydukları merakla Islâma yaklasmıslardır. Ahlâkî üstünlüklerı ve tümüyle Allah yolunda kullandıkları zengınlıklerıyle halkın kalbını Islâma ısındıran peygamberler, böylece kısa sürede Allah'ın ıznıyle büyük kıtlelere dını yaymayı basarmıslardır. Serap Akıncıoglu Kaynak Yenı asya, 18/ “KURAN'DA ADI GEÇEN PEYGAMBERLERİN AS HAYATI” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN >>>TIKLAYINYorumu Bu yazılar çok dikkatli ve özenle yapılmış lakin çok uzun olmuş ama bizim hocamız zaten kısa olmasın demişti ama daha yazmaya başlamadım şimdiden biliyorum ki ellerim kopacak ->Yazan Ayşe.. 9. **Yorum** ->Yorumu şahane bir site burayı sevdimm ->Yazan Buse. Er 8. **Yorum** ->Yorumu SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM... ->Yazan sıla 7. **Yorum** ->Yorumu valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden mugladan sevgiler.... ->Yazan kara48500.. 6. **Yorum** ->Yorumu çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim. ->Yazan Tuncay. 5. **Yorum** ->Yorumu ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. ->Yazan efe . 4. **Yorum** ->Yorumu ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun ->Yazan rabia.. 3. **Yorum** ->Yorumu Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim ->Yazan pınar.. 2. **Yorum** ->Yorumu çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor ->Yazan ESRA.. 1. **Yorum** ->Yorumu Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. ->Yazan Hasan Öğüt. >>>YORUM YAZ<<< Ünite 8 Hz. Peygamber İle İlgili Edebi Türler Nat Sözlükte bir şeyi vasıflandırmak methederek anlatmak manalarına gelen Hz. Peygamber için yazılmış medih şiirlerine na’t denir. Türk edebiyatında diğer türler içinde en bol ve yaygın olan na’t edebiyatımıza 11. itibaren girmiştir. Na’tlar divan ve mesnevilerde genellikle tevhid ve münacat bölümlerinden sonra yer alır. Na’tlar daha çok kaside nazım şekliyle yazılmakla birlikte gazel, mesnevi, kıta, müstezat, terci bent, terkibi bent musammat, rubai, tuyuğ ve mısra şeklinde yazılır. Şairleri na’t yazmaya Peygamber aşkı ve şefaatine nail olma isteği yönlendirmiştir. Na’tların işlediği konular Hz. Peygamberin isim ve sıfatları kâinatın efendisi yaratılışın gayesi ve Allah’ın sevdiği oluşu örnek ahlakı üstün vasıfları fiziki özellikleri mucizeleri diğer Peygamberlerden üstünlüğü ayet ve hadislere dayanılarak dile getirilir; son bölümlerde şair günahkârlığını itiraf edip şefaat talebinde bulunur. Ardından kıyamet gününün tasviri o çetin günde şefaat yetkisinin yalnız peygambere ait olduğu belirtilerek onun alemlere rahmet olarak gönderildiği vurgulanır. Türk edebiyatında ilk na’t örneğine Kutadgu Bilig’de rastlanır. Çağatay edebiyatında na’t şairi unvanına layık görülen şair Ali Şir Nevai’dir. Divan edebiyatında en çok tanınan na’tlar arasında yer alan Su Kasidesinin şairi Fuzuli’dir. Dört halife için yazılan na’tlara, na’t-ı çehar ve yar-ı güzin denilir. Na’tın, bazı eserlerinin bestelenip cami ve tekkelerde söylenmesi dolayısıyla musikiyle ayrıca beyitlerin hat sanatıyla levhalara nakşedilmesiyle de hat sanatıyla ilgisi vardır. Sadece na’tlardan oluşan divanlar 17. yy’da yazılmaya başlanmıştır. Siyer Kelime anlamı bir kimsenin hali, tavrı, gidişi, ahlakı ve hal tercümesi demek olup edebiyatımızda Peygamberimizin hayatını anlatan eserler için kullanılan terimdir. Siyer türünün kaynakları, Kuran, hadis ilmi, sahabeden gelen rivayetler ve megazi kitaplarıdır. Bilinen ilk Türkçe siyer kitabı Darir’in 790’da Kahire de tamamladığı ve muhtemelen Mısır sultanı Berkuk’a takdim ettiği Tercüme-i Siyeri nebi adlı eserdir. Önemli siyer eseleri ve yazarları; Lamii Çelebi Tercemei Şevahidi Nübüvve Üsküplü Çırakcızade Muhammed b. Muhammed Delâil-i Nübüvve Ayrıca Veysi Nabi, Nazmizade Mustafa Efendi, Şeyhülislam Karaçelebizade Abdülaziz Efendi ve Eyüp Sabri Paşa’nın siyer eserleri mevcuttur. Siyer örneği Andan Âmine hâtun katı a ğladı, çok zârılıh eyledi. Abdulmuttalib Resûl anasınun gönlüni ala getürdi, and içdi, eyitdi Yâ Âmine hâtun sana kulluh, hızmat ben eyleyem, senün tapuna ben turayım, oğlunı ben bisleyem, dahi gişiye inanmayam, didi. Şeybe anun bigi eyledi ki söyledi, Âmine hâtunun hızmatına turdı, işine yumuşına yügürdi. Kaçan kim sekiz ay oldı, Âmine hâtunun gözine firişteler kuş sûratında görinürler, yaşıl kanatlar ile gökyüzinde uçarlar idi. Hâtiften ün işidür idi kim “Behhun leki yâ Âmine” yani bahtlusın yâ Âmine hâtun kim âhiri’z-zamân peygamberinün anası olısarsın diyü, beşâret işidür idi. Kaçan kim ay tokuz ay oldı, Mevlid Hz. Peygamberin doğumunu anlatan manzum eserlere Mevlid denilir. Mevlid bir edebi tür olmasının dışında Hz. Peygamberin doğum yıl dönümünde yapılan tören ve bu törenlerde okunmak üzere yazılmış eserin ortak adıdır. İlk Türkçe mevlit metni Süleyman Çelebi’nin Hicri 812 de kaleme aldığı Vesiletün-Necat’dır. Mevlid’lerin özellikleri Mesnevi tarzında yazılmıştır. Hz. Peygamberin doğumu üzerinde durulmakta ardından miracı ele alınmakta çeşitli mucizeleri anlatıldıktan sonra vefatından bahsedilmektedir. Hemen hepsi ehli sünnet inancı doğrultusunda kaleme alınmıştır. Ayet ve Hadislerden alıntılar yapılmıştır. Bidat denilebilecek fikir ve hikayelere yer verilmemiştir. Salavatın bulunduğu tekrar beyitleri vardır. Mevlid Örneği Âmine Hâtun Muhammed anesi Ol sadeften doğdu ol dürdânesi Çünki Abdullah’dan oldu hâmile Vakt irişti hefte vü eyyâm ile Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn Çok alâmetler belirdi gelmedin Ol Rabîu’l-evvel ayın nicesi On ikinci gice isneyn gicesi Hilye Sözlük anlamı süs, ziynet, cevher, güzel sıfatlar, güzel yüz anlamına gelir. Hilye terim olarak, Hz. Peygamberin fiziki özelliklerini vasıflarını ve güzelliklerini anlatan edebi eserlerle aynı konuda hüsni hatla yazılan levhalara verilen isimdir. Hilyenin müstakil bir tür olarak gelişmesinin en önemli nedenleri, Hz. Peygamberi rüyada görmüş birinin onu gerçekten görmüş sayılacağına dair bir hadisle peygamber sevgisini her şeyin üstünde tutan Türklerin bu sevgiyi edebiyata aktarma gayretleridir. Hilye-i şerif, hilye-i saadet hilye-i Rasûlullah hilye-i nebi gibi isimlerle anılan eserler, Hz. Peygamberin fiziki özelliklerini anlatan eserlerle hattat ve müzehhiplerin ortaya koyduğu levhalardır. Bu tür eserlere örnekler veren şahsiyet Hafız Osman’dır. Hakani Mehmed Beyin Hilye adlı eserini kaleme aldıktan sonra hilye türü eserler yaygınlaşmıştır. Hilye türü eserlerde Hz. Peygamberin fiziki özelliklerinin yanı sıra ruhi portresiyle ilgili hususlara da yer verilmiştir. Bu tarzın en tanınmış örneği Nahifi’nin Hilyatül Envar adlı eseridir. Hilye Örneği Dedi ol mazhar-ı envâr-ı celî Esedullâh-ı velî yani Ali Rûy-ı rahşânı değirmiydi anın Nitekim cirmi meh-i tâbânın Yüzü benzerdi müdevver aya Zâtı âyîne idi Mevlâ’ya Mi’râciyye Miraciye türü eserlerin genel özellikleri Hz. Peygamberin miracını konu alır. Mirac Hz. Peygamberin Recep ayının 27. gecesinde Mekke’den Kudüs’e götürülüşü oradan da semaya yükseltilmesidir. Mirac konusu İsra ve Necm surelerinde geçer. Edebi bir eser olmasının yanında musiki minyatür hat ve kitap sanatlarını da etkilemiştir. Bu sanat daha çok İranlılar ve Türkler tarafından ortaya konulmuştur. Muhammediye, Garibname, Vesiletünnecat, Hakani Mehmet Bey’in hilyesinde; kitapların bir bölümünde de bu konuda şiirlere yer verilmiştir. Zamanla kasidelerde mi’raciyye mesnevilerde miracname adıyla anılan bölümler oluşmuştur. Anadolu sahasındaki ilk müstakil miraciyye başında Ahmedi tarafından yazılmıştır. Bu eserin ismi Tahkik-i miracı Resul’dür. Bu türün en tanınmış eserlerinden Nayi Osman Dede’nin mirac kandillerinde okunmak üzere bestelediği eserinin adı Mi’racü’n-nebi Aleyhisselam’dır. Nahifinin Miracü’n-nebi sinde, ilgili ayetler ve sahih hadislerle ve rivayetlerle ulemanın miraca dair görüşleri değerlendirilmiştir. Kırk Hadis Kırk hadis türü, hadisi erbain, tercüme-i hadisi erbain, şerh-i hadisi erbain, çihl hadis, hadisül erbain, erbain gibi isimlerle anılır. Kırk hadis türü muhteva bakımından aşağıdaki gibi sıralanabilir Kutsi hadislerden seçilenler Peygamberimizin hutbelerinden seçilenler Senetleri sahih hadislerden seçilenler Zıt isnatlı 7 ve 10 ile alakalı veya isnatsız hadislerden seçilenler 40 rakamına dayanarak tertip edilenler Ezberlenmesi kolay ve kısa hadislerden seçilenler Veciz camialı hadislerden seçilenler Fasih ve sahih hadislerden seçilenler Noktasız harflerden seçilenler Kırk hadisler dini her konuyu ihtiva edebilirler. Eser, Kuranın fazileti, İslâmın şartları, Hz. Muhammed sav ve ashabı, ilim, âlim, siyaset ve hukuk, toplumsal ve ahlaki hayat gibi konularla ilgili söylenen kırk hadisi ihtiva eder. Yazılma sebepleri Hz. Peygamberin ”Ümmetimin içinde din emirlerine dair kırk hadis ezberleyeni Allahu Teala fakihler ve alimler zümresinde haşreder.” hadisi. Peygamberin şefaatine ulaşma umudu Kırk hadis yazanların geleneğine dahil olmak Okuyanların hayır duasını almak Hocasının veya dostlarının arzusu üzerine Devlet başkanı vs. görevlendirilmiş olmak İlgi duyulan bir alanda hadis derleme arzusu Hastalıklardan kurtulmak ve şifa bulmak ümidiyle Bu konuda yazılan eserler ve yazıldığı tarihler 14. yy’da Mahmud b. Ali’nin Nehcül-Feradis’ 15. yy’da Ali şir Nevai 16. yy’da Hazini Fuzuli Usuli, Nev’i Âşık Çelebi 17. yy’da Hakani, Ankaralı İsmail Rüsuhi 18. yy’da Osmanzade Taib, Bursalı İsmail Hakkı,Müstekimzade Sadeddin 19. yy’da Köstendilli Şeyhi, Hüseyin Remzi Önemli isimler arasında sayılabilir. Kırk Hadis türünde yazılan ilk türkçe eser 14. yy’da Mahmud b. Ali’nin Nehcül-Feradis’dir. Kırk hadis türü şekil bakımından 3 kısma ayrılır Manzum, Mensur, hem manzum hem mensur. Regaibiyye Regaibiyye, Regaib Kandilinde okunmak üzere yazılıp bestelenmiş manzumelerdir. Regaibiyyeler daha çok mesnevi nazım şekliyle yazılır. Kıta, ilahi, gazel, kaside şeklinde de yazılır. Konusu, Peygamberimizin anne ve babasının birbirine layık temiz gençler oluşu, ahlaki özellikleri, evlenmeleri ve Hz. Peygamberin ana rahmine düşmesidir. Selahaddin Uşaki’ye atfedilen Matlaul fecr ve Edirne müftüsü Fevzi Efendi’ye ait Envarul kevakib fi leyleti’r-Regaib bu türe ait örnekler arasındadır. Mu’cizât-ı Nebî Başlı başına Hz Peygamberin mucizelerinin anlatıldığı eserlerdir. Güvercin Hikâyesi, Kesikbaş Destanı, Deve Hikâyesi, İzettoğlu’nun Tavus Destanı, Sadreddin’in Geyik Hikâyesi bu türe örnek olarak verilebilir. Esmâ-i Nebî Terim olarak esma-i nebi Hz. Peygamberin isimleri hakkında yazılan eserler demektir. Hasib Efendi’nin Delal-i Hayrat’ı bu tür esere örnektir. Hicret-Nâme Hicret kelimesi Arapça hecr masdarından gelmektedir. Sözlük anlamı ayrılmak, göç etmek, ilgisini kesmek, uzaklaşmak olan hicret, Farsça mektup, kitap gibi mânâlara gelen nâme ile birleşik isim olarak Hz. Peygamber’in hicretini konu alan türlere isim olmuştur. Siyerlerin bir bölümü olduğu gibi bağımsız eserler olarak da kaleme alınan Hicret-nâmelerde, Hz. Muhammed’in 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicreti ele alınır. Mevlid, mi’râciye ve hilyeler kadar çok olmasa da edebiyatımızda bu türde de eserler yazılmıştır. Bu türdeki önemli eserlerden birisi Süleyman Nahifî’nin öl. 1551/1738-39, yaklaşık 800 beyitlik Hicretü’n-Nebî’sidir. Bu eserde, Hz. Peygamber’in doğumundan başlayarak çocukluğu, Hz. Hatice ile evlenmesi, miracı ve peygamberliğe gelişi anlatıldıktan sonra hicret konusuna yer verilir. 5. Sınıf Din Kültürü Hz. Süleyman kimdir? Onun hakkında bir araştırma yapınız. konusu kısaca hakkında bilgileri ele alacağız. Cevap Hz. Süleyman İsrailoğullarına gönderilen hükümdar bir peygamberdir. Hz. Davud’ un oğludur. Bazı kaynaklara göre MÖ 9. asırda yaşamış olan Hz. Süleyman akıllı, zeki, bilgili bir hükümdar aynı zamanda her zaman Allah’a şükreden, hikmet sahibi bir peygamberdi. Kur’an-ı Kerim’in bildirdiğine göre Hz. Süleyman “Rabb’im! Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver.”2 diye dua etmiş. Allah da onun bu isteğini kabul ederek ona birtakım olağanüstü işler yapabilme gücü vermiştir. Hayvanların dilinden anlaması, onlarla konuşması, cinlere ve rüzgarlara hükmetmesi özelliklerindendir. 53 sene ve 500 sene yaşamış olduğu rivayetleri vardır. Hz. Süleyman kimdir? Onun hakkında bir araştırma Hakkında Soru Sormak İster Misiniz ? Yorum ve Düşüncelerinizin Bizim İçin Ne Kadar Değerli Olduğunu Biliyor Musunuz ? Destek ve Yorumlarınız için Tıklayınız...

hz süleyman ile ilgili sorular