🪔 Bıçakla Adam Yaralamanın Cezası 2015
KARAMAN'da, daha önceden aralarında husumet bulunan Zeynel Uğuz'u (50) eşinin gözü önünde bıçaklayarak, yaraladıkları iddiasıyla gözaltına alınan 3 şüpheliden Emir A., adliyeye sevk ediledikleri sırada kendilerini görüntüleyen basın mensuplarına zafer işareti yapıp, 'Yakışıklı çek' dedi.
RüyadaGenç Birini Öldürmek. Hatalardan erken dönmek, kendisine yapılan uyarıları dikkate almak, büyük hasar bırakmayan bir kaza yapmak manasındadır. Hayatı engellemeyecek fakat kişinin ağzının tadını kaçıracak gelişmeleri haber veren rüya, anlaşmalarda uyuşmazlık çıkabileceğine dair bilgi verir.
Adam eski eşini yeni eşi ile görüyor,Kıskanıyor ve saldırıyor.Bıçakla yaralıyor, aracını parçalıyorHepsi delilli, ispatlı.Yeni damat ile eski eşi canını zor kurtarıyor.Hakim ise buna rağmen “ Serbest” bırakıyor.Adam CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu yumrukluyorHakim onu da “Serbest” bırakıyorAdamın elini filan öpenler oluyor.Bir anda yeni kahramanı
Ankarada doktora bıçakla saldırmıştı! Cezası belli oldu Gelen son dakika haberine göre; Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli bir asistan hekimi bıçakla yaralayan sanık Bayram
bıçaklayaralamanın cezası, bıçakla adam yaralamanın cezası, bıçakla yaralama cezası, adam yaralamanın cezası 2015, http:www.hukuki.netshowthread.php4318-Bicakla-adam-yaralama, bıçak ile adam yaralamak, koldan bicaklamanin cezasi, biçakla adam yaralamanin cezasi, 2015 bıçaklamanın cezası, koldan adam bicaklamanin cezasi nedir,
Fikri içtimada farklı hukuki yararlar ihlal edilmiş olabilir. Örneğin adam öldürmede sanığa ayrıca bıçakla yaralama cezası verilmez.Eylemin tektir ve bıçağıyla öldürme niyeti vardır.En ağır olan ceza uygulanır. Burada fikri içtima nedeniyle öldürmeden ceza verilir.
Kayseri sondakika haberleri Kayseri’de çeşitli sebeplerden dolayı tartıştığı dükkan sahibini yaralayan şahsa 13 yıl 3 ay hapis cezası verildi. - 22 Eylül 2021, 16:27
Türk, "Mersin'in Kelebekleri" konulu ulusal ve uluslararası alanda sergi, sunum, söyleşi ve bilimsel katalog basımı da yapmayı hedeflediklerini belirterek, "Kanlıdivane'de kelebek sezonunun başladığı bir dönemdeyiz. Dumanlı Apollo, Yeni Öyuklu, Kırlangıç Kuyruk ve buna benzer türler çıkmaya başladığı en güzel günleri
, bıçaklamanın cezası, bıcaklama cezası, bel üstü yaralamanın cezası, adami koldan bicaklamanin cezasi, belden yukarı bıçaklamanın cezası nedir, adam yaralamanın cezası 2015, http:www.hukuki.netshowthread.php48245-Bicakla-belden-yukari-yaralama, bicakla adam oldurmeye nakis tesebbus, bıçakla adam yaralama cezası, bicakla
C Adam yaralama cezası. Kasten yaralama. Madde 86 - (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 2) (Ek fıkra: 31/03/2005 - 5328 S.K./4.mad) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin
1 ocak 2015 güngören kale avm cinayeti. avm lerdeki güvenliğin göstermelik olduğunu bilmeyenler tarafından ah vah edilen olay. edit: son olaylardan sonra biraz daha dikkat edilerek, özenilerek güvenlik uygulanmaya başlandı. hakkını vermek lazım. kapıda detektörleri olup içinde bıçak satılan paradoksal avm'lerden birinde
Birkaçörnek olay üzerinden; kavga etmenin cezası nedir? adam dövmenin cezası nedir? gibi soruları daha somut bir şekilde cevaplandırmaya çalışalım. 1- Herhangi bir sebeple çıkan bir kavgada A ile B birbirlerini önemli bir tıbbi müdahaleye gerek olmayacak şekilde yaraladıklarını varsayalım.
WM5Dv. Kasten adam yaralama suçu ve cezası TCK’NIN 86. Maddesinde Vücut Dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar kategorisinde düzenlenmiştir. Buna göre kasıtlı olarak – bilerek ve isteyerek – bir başkasının vücudunda, o kişinin acı hissetmesine neden olacak düzeyde hasar oluşmasına sebebiyet veren kimse kasten yaralama suçunu işlemiş olacaktır. Kanunda öngörülen temel ceza süresi 1 ile 3 yıl arasındadır. Ancak bu cezayı arttıran kasten yaralamanın ağırlaştırılmış halleri de mevcuttur. Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile Madde 86 vd. Kasten Adam Yaralamanın Cezası Nedir?Kasten Yaralama Suçunda Şikayet Nasıl Yapılır?Kasten Adam Yaralama Suçunda ZamanaşımıKasten Adam Yaralama Suçunda UzlaştırmaKasten Yaralama Suçunda Cezayı Arttıran HallerNeticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama SuçlarıKasten Yaralama Suçunda Meşru Müdafaa Savunma ve Haksız Tahrik İndirimi Kasten Adam Yaralamanın Cezası Nedir? Bir kimsenin vücut bütünlüğünün bir başkası tarafından ihlal edilmesi ile ortaya çıkan kasten yaralama suçunun cezası TCK’DA 1 – 3 yıl arası öngörülmüştür. Sanık için tayin edilecek ceza miktarı pek çok farklı etmene göre değişiklik gösterecektir. Bu etmenlerden birkaçı şöyledir yaralama eyleminde kullanılan silahın türü, yaralayan ile yaralanan arasındaki ilişki, yaralama sonucu oluşan hasarın boyutu gibi. Kasten adam yaralamanın cezası için miktar tayin edilirken iyi bir savunma yapılması sanığın lehine olacaktır. Zira Ceza Hukukunun belki de en önemli argümanı savunmadır. Bu nedenle duruşma gününden önce bir Samsun Ceza Avukatı ile görüşülerek kendisinden yardım istenmesi sanığın lehine bir durum oluşturacak hatta daha az ceza almasını sağlayacaktır. Kasten Yaralama Suçunda Şikayet Nasıl Yapılır? Suç, en temel görünümü olan 86. Maddenin ilk fıkrasındaki hallerle vücut bulması durumunda 6 ay içerisinde mağdurun şikayet etmesi gerekir. Yani yaralama sonucunda bünyesinde oluşan zarar basit tıbbi müdahale ile gidebilecek düzeyde olan kimse 180 gün içerisinde polise, savcılığa ya da bir avukat yardımı ile yapacağı şikayetle suçu bildirebilir. Ancak kasten adam yaralamada şikayet süresi basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek durumlarda çok daha uzundur. Daha doğru bir ifade ile bu tür bir suç şikayete tabi değildir. Ancak zamanaşımı mevhumu devreye girecek, suçun üzerinden belirli bir süre geçtikten sonra yapılan kovuşturmalar bu kez kasten adam yaralama suçu zamanaşımı süresi engeline takılacaktır. Kasten Adam Yaralama Suçunda Zamanaşımı Yaralama suçunun ağırlaşmış halleri için mağdurun şikayetçi olmasına gerek yoktur. Savcılığın kendiliğinden yapacak olduğu soruşturmaya mağdur ya da yakınları daha sonra müşteki sıfatı ile katılabilecektir. Savcılığın olaydan ihbar, şikayet, bildiri gibi hallerle haberdar olup failin ya da mağdurun ifadesinin alınması gibi soruşturma işlemlerine başlayabilmesi ise zamanaşımı süresi ile kısıtlanmıştır. Kanun koyucu kasten yaralama suçu zamanaşımı süresi için farklı miktarlar belirlemiş ancak en kısa süreyi de 8 yıldan başlatmıştır. Yani, yaralama eyleminin üzerinden sekiz yıl seçmesinin ardından artık failin cezalandırılması söz konusu olamayacaktır. Böyle bir durumda ceza davasında savunma yapılırken sanık tarafından zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu ileri sürülmeli, savunma bu şekilde biçimlendirilmelidir. Kasten Adam Yaralama Suçunda Uzlaştırma Uzlaştırma ve Uzlaştırmacı, hukukumuza son dönemde girmiş ve bir hayli etkin olan bir kurumdur. Uygulamada kimi suçlar için herhangi bir ceza yargılaması yapılmadan önce ya da başlamış bir ceza yargılaması devam ederken tarafların uzlaştırmacı sıfatına sahip bir kimsenin gözetiminde sulhe davet edildiği sık sık görülmektedir. Kasten adam yaralama suçu da bazı hallerde uzlaştırmaya tabidir. Bu haller Basit Tıbbi Müdahale ile giderilebilecek kasten yaralama suçu ve ihmal ile işlenen yaralama suçudur. Bu gibi durumlarda savcılığın soruşturma işlemlerine başlamadan önce, sıklıkla ilk ifadelerin alınmasının ardından, dosyayı o bölgede faaliyet gösteren bir uzlaştırmacıya göndermesi gerekir. Tarafların uzlaştırma aşamalarını avukatları ile takip etmeleri kendi faydalarına olacaktır. Kasten Yaralama Suçunda Cezayı Arttıran Haller Kanun koyucu Türk Ceza Kanunu’nun 86. Maddesinin 3. Fıkrasında bir takım durumlar ortaya koymuş ve bu durumların meydana gelmesi halinde kasten adam yaralama suçunun cezasının faile, sanığa verilecek olan hapis cezasının arttırılacağını söylemiştir. Aile Bireylerine Karşı İşlenen Kasten Adam Yaralama Suçu, Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşıBeden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,Memurun İşlediği Yaralama Suçu, Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyleKamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,Silahla ya da bıçakla işlenen Kasten Yaralama, Yukarıda sayılan hallerin somut olayda mevcudiyeti halinde faile verilecek ceza yarı oranında arttırılır. Örnekle izah etmek gerekirse bir kimseyi bıçak kullanarak basit tıbbi müdahale ile gidebilecek seviyede yaralayan kimseye ile yıl arasında ceza verilecektir. Kasten yaralama suçunun canavarca hisle işlenmesi durumunda ise ceza miktarı doğrudan iki katına çıkmaktadır. Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçları Basit tıbbi müdahale ile giderilemeyen hallerin somut olayda mevcudiyeti halinde faile verilecek olan ceza miktarı da artacaktır. Kanunda suçu ağırlaştırılacak pek çok netice sayılmıştır. Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, işitme kaybı, tat kaybı, körlük, dilsizlik hallerine neden olan yaralamaKonuşmasında sürekli zorluğa,Yüzünde sabit ize, yara iziYaşamını tehlikeye sokan bir duruma, yoğun bakım vs.Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına, Neden olan kasten adam yaralama suçlarında sanığa verilecek ceza 1 kat arttırılır. İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,Yüzünün sürekli değişikliğine,Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine, Neden olan kasten yaralama suçunda ise faile verilen ceza 2 kat arttırılır. Kasten yaralama suçu neticesinde ölüm meydana gelirse sanık 12 yıl ile 16 yıl arasında ceza ile yargılanır. Kasten Yaralama Suçunda Meşru Müdafaa Savunma ve Haksız Tahrik İndirimi Suçun işlenmesinde mağdurun da etkisi varsa yani faili harekete geçiren onu tetikleyen bir davranışı mevcutsa artık kasten yaralamada haksız tahrik indirimi söz konusu olacaktır. Böyle bir durumda sanığa verilecek olan ceza ¼ ile ¾ arasında – hakimin takdir edeceği miktarda – indirime uğrar. Haksız tahrik nedenleri olarak küfür, hakaret gibi durumlar gösterilebilir. Kasten adam yaralama suçunda meşru müdafaa durumunun mevcudiyeti halinde faile hiç ceza verilmeyecektir. Bu noktada en önemli olan argüman yaralamanın savunma hali içerisinde gerçekleştiğini ispat edebilmek ve karşı saldırı ile orantılı olduğunu gösterebilmektir. Önemle belirtmek gerekir ki kasten yaralama neticesinde mağdur ölüm tehlikesi yaşarsa artık öldürmeye teşebbüs suçu da söz konusu olabilir. Bu noktadan sonra önemli olan sanığın eylemini uygulama şeklidir. Yani kullanılan alet, aletin cinsi, darbe sayısı, isabet edilen bölge gibi unsurlar ile sanığın kastının öldürme mi yoksa yaralama mı olduğu anlaşılır.
Kasten öldürmeye teşebbüs, fail tarafından insan hayatına kasten son vermeye elverişli bir hareket icra edilmesine rağmen ölüm sonucunun gerçekleşmemesi halinde söz konusu olur. Kasten öldürme suçu, neticesi hareketten ayrılabilen ve bu nedenle teşebbüse elverişli bir suç tipidir. İnsan hayatına son vermeye yönelen eylem nedeniyle mağdur öldüğü takdirde fail kasten öldürme suçu nedeniyle cezalandırılmaktadır. Öldürme kastıyla hareket edilmesine rağmen mağdurun yaşaması halinde ise fail, kasten öldürme suçuna teşebbüs hükümleri çerçevesinde cezalandırılmaktadır. Örneğin, öldürme kastıyla hareket ederek silahla veya bıçakla mağdura darbe vuran fail mağdurun ölümüne yol açmamışsa TCK veya TCK ve TCK göre kasten öldürmeye teşebbüs hükümleri gereği cezalandırılacaktır. Uygulamada, fail tarafından işlenen fiilin “kasten yaralama suçu” mu yoksa “kasten insan öldürmeye teşebbüs” mü olduğu konusunda mahkeme kararlarına yansıyan oldukça ciddi tartışmalar yaşanmaktadır. Kasten yaralama suçu ile kasten öldürmeye teşebbüs suçu arasındaki ayırıcı temel nokta her bir suçun manevi unsurunun, yani kastın farklılığıdır. Kasten yaralama suçunda daha hafif sonuç darp ve yaralama istenilmiş olup daha ağır sonuç ölüm fail tarafından istenilmiş değildir. Fail, daha ağır sonucun, yani ölümün, gerçekleşmesini istediği takdirde, kastının insan öldürmeye yönelik olduğu kabul edilir ve fail kasten öldürme suçuna teşebbüs nedeniyle cezalandırılır. Ceza hukukunda suça teşebbüs, işlenmesi amaçlanan bir suçun kanunda yazılı icra hareketlerine başladıktan sonra failin iradesi dışındaki sebeplerle suçun tamamlanamamasıdır TCK Kasten öldürmeye teşebbüs iki şekilde meydana gelir Fail, icra hareketlerine başlamış, ancak elinde olmayan nedenlerle icra hareketleri yarıda kalmış ise kasten öldürme suçuna teşebbüs edilmiş olur. Fail, icra hareketlerini tamamlamasına rağmen failin iradesi dışındaki engel bir sebepten neticenin meydana gelmemesi halinde de kasten öldürmeye teşebbüs edilmiş olur. Kasten öldürme suçuna teşebbüsün cezası; suça teşebbüs hükümlerini düzenleyen TCK ile insan öldürme suçunu düzenleyen TCK basit öldürme veya TCK nitelikli öldürme hükümlerinin birlikte uygulanmasıyla hesaplanmaktadır. Kasten Öldürmeye Teşebbüsün Unsurları Nelerdir? Kasten öldürmeye teşebbüsün en önemli ve ayırıcı unsuru failin kastıdır. 5237 sayılı TCK’nın 21/1. maddesine göre, kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olup failin iç dünyasını ilgilendirmektedir. Failin kastı, büyük ölçüde icra ettiği eylemin özelliklerine göre belirlenmektedir. Kasten öldürmeye teşebbüs şartlarının oluşup oluşmadığı veya failin kastının öldürmeye mi yoksa yaralamaya mı yönelik olduğu, failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak somut olayın özelliğine göre hakim tarafından tespit edilmelidir. Yargıtay’a göre kasten öldürmeye teşebbüsün varolup olmadığı şu kriterler dikkate alınarak belirlenir Taraflar arasında husumet bulunup bulunmadığı, Olayda kullanılan vasıtanın öldürmeye elverişli bulunup bulunmadığı, Mağdurdaki darbe sayısı ve şiddeti, Darbelerin vurulduğu bölgenin hayati önem taşıyıp taşımadığı Failin mağdura dönük fiiline kendiliğinden mi, yoksa kendisi dışındaki engel bir sebepten dolayı mı son verdiği, Failin olay sonrası mağdura yönelik davranışları. Yargıtay tarafından belirlenen kıstaslar sınırlayıcı olmayıp her somut olayda kıstaslar yorumlanabilir. Somut bir olayda birden fazla kriter gerçekleşmesine rağmen kasten öldürmeye teşebbüs suçunun gerçeklemediğine de karar verilebilir. Hakim, failin bilerek ve isteyerek hangi suçu işlemeyi kastettiğini, failin icra ettiği hareketlerine bakarak tespit etmelidir. Failin kastının tam belirlenemediği hallerde ise “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği, sanığın lehine yorum yapılarak kastın öldürmeye değil, yaralamaya yönelik olduğu kabul edilmelidir. Failin icra ettiği fiilin adam öldürmeye teşebbüs veya yaralama suçu olup olmadığı hususunda Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarında yer alan kriterler aşağıda açıklanmıştır 1. Suçu işleyen fail ile suçun mağduru arasında olay öncesine dayalı, öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunup bulunmadığı Mağdur ile fail arasında olay öncesine dayalı öldürmeyi gerektirir husumet varsa, bu durum fiilin adam öldürmeye teşebbüs suçu teşkil edebileceğine dair bir emaredir. Yargıtay uygulamasına göre husumet; söz, tutum veya davranışlarla meydana gelebilir. Husumetin kaynağı her türlü insan ilişkisi olabilir. Anlaşmazlık, gerginlik, sürtüşme içeren her türlü fiil husumet nedeni olarak kabul edilebilmektedir. Husumetin derecesi, kasten öldürme suçuna yol açabilecek boyutta olmalıdır. Özellikle belirtelim ki; husumet olaysal olarak değerlendirilmelidir, örneğin hayvanların komşusunun bahçesine girmesi nedeniyle oluşan gerginlik, kardeşin darp edilmesi husumet olarak kabul edilmektedir. Ancak, mağdur ile sanığın anlık hakaretleşmesi, önceden alacak-verecek meselesinin bulunması kasten öldürmeye teşebbüs için aranan husumet kriterini karşılamamaktadır. Özetle, taraflar arasında bir husumet bulunsa dahi, kasten öldürmeye teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için bu husumetin öldürmeyi gerektirir nitelikte/derecede olması gerekir. Sanık … ile katılan …ün olaydan uzunca bir süre önce sanığa lakap takma meselesinden dolayı kavga ettikleri, olay tarihinde; sanığın katılanı markete girerken gördüğü, katılanın çıkışını beklediği, kendisine olaydan yaklaşık bir ay kadar önce küfür ettiğini öğrenmesi sebebiyle çıkışta katılanın marketin yan tarafındaki ara sokağa çağırdığı, burada kendisine küfür edip etmediğini sorduğu, katılanın kendisine “küfrettim, iyi yaptım” şeklinde cevaplar vermesine sinirlenen sanık …in, cebinden çıkardığı ve ele geçmeyen bıçağı katılana doğru sallamaya başladığı, sanığın bu eylemi neticesinde katılanın, sol ön kolundan, karın ve bel bölgesinden yaralandığı, olayın olduğu sokaktan birlikte çıktıkları, sanığın katılana “bir daha seni burda görmeyeceğim” dediği, katılanın bisikletine binerek sanığın ise yaya olarak olay yerinden uzaklaştıkları, katılanın sadece karnından aldığı bıçak darbesi nedeniyle oluşan yaralanmanın hayati tehlikeye sebep olduğu olayda; sanığın katılanı o an öldürmesine ve eylemine devam etmesine herhangi bir engel olmamasına rağmen eylemine son vermesi, sanık ile katılan arasında önceye dayalı husumetin öldürmeyi gerektirecek nitelikte olmadığı dikkate alınarak, sanığın eylemi ile ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşılmıştır 2. Olayda kullanılan vasıtanın öldürmeye elverişli olup olmadığı Kullanılan suç aletinin mahiyeti itibariyle adam öldürmeye elverişli olması halinde, örneğin, bıçakla veya silahla insan bedenine yönelik saldırılar, diğer koşullarda varsa suçun kasten adam öldürmeye teşebbüs olarak nitelenmesine imkan verir. Failin fiili işlerken kullandığı silahın öldürmeye elverişli olması kasten öldürmeye teşebbüs kastıyla hareket edildiği noktasında önemli bir emaredir. Silahın yapısı ve türü dışında, kullanılış biçimi de kastın belirlenmesinde dikkate alınır. Örneğin, silahın etkisiz olduğu uzak bir mesafeden ateş edilmesi halinde kasten öldürmeye teşebbüs edildiği ileri sürülemez. Sanığın suçu işlemeye elverişli 5237 sayılı TCK’nin 6/1-f maddesi uyarınca silahtan sayılan bıçakla mağdur …de hedef aldığı vücut bölgesi nazara alındığında, sanık …ın eylemi ile açığa çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu, bu nedenle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin, suç vasfında hataya düşülerek sanığın nitelikli kasten yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi, bozma nedenidir 3. Mağdurdaki darbe sayısı, şiddeti ve darbenin yönü Mağdura yönelik fiilin işlenme şekli de önemlidir. Örneğin, tek bıçak darbesiyle derin olmayan bir yaralama fiili, kasten adam öldürmeye teşebbüs suçunun oluşumuna vücut vermez. Ancak, derin birkaç bıçak darbesi fiilin yaralama suçundan kasten adam öldürmeye teşebbüs suçuna dönüşmesine neden olur. Failin darbelerin yönünü bilerek ve isteyerek tayin edip etmediğinin tespiti suç kastının anlaşılması açısından önemlidir. Örneğin, baş ve göğüs bölgesine isabet ettirme imkanı varken mağduru bacaklarından yaralayan fail, kasten yaralama suçu hükümlerine göre cezalandırılacaktır, mağdurun ölümü halinde ise fail neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama hükümleri gereği cezalandırılacaktır. Sanık … hakkında mağdur …’e yönelik eyleminde mağdura isabet eden darbe sayısı, onu sırtından, batından, göğüsten ve koldan olmak üzere 4 yerinden bıçaklamış olması, darbelerin şiddeti, kullanılan bıçağın öldürmeye elverişli olması, darbelerin çoğunluğunun hayati bölgelere yönelmesi ve sonuçta katılanın hayati tehlike geçirmiş olması nedenleri ile eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kasten yaralama suçundan ceza verilmesi, bozma nedenidir Engel hal bulunmamasıyla birlikte darbe sayısının tek oluşu ve yara yerine göre sanık …’un, öldürme kastını açığa çıkaran kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla; sanığın kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan TCK’nin 87/4. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca ve aynı Kanunun 61. maddesi gereğince üst sınıra yakın bir temel ceza ile cezalandırılması yerine, yazılı şekilde kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi bozma nedenidir 4. Darbelerin vurulduğu bölgenin hayati önem taşıyıp taşımadığı İnsan vücudunun hayati önem taşıyan bölgelerine vurulması adam öldürme kastıyla hareket edildiğini gösterir. Örneğin, silahla iç organların bulunduğu bölgelere ateş edilmesi fiilin adam öldürmeye teşebbüs suçu olarak nitelenmesine neden olur. Sanık ile katılan arasında önceye dayalı husumet olduğuna dair bir belirleme yapılamamakla birlikte olay anından önce köydeki su sıkıntısı yüzünden tartışma yaşanması ve sanığın katılana küfredip bağırmış olması, suçta kullanılan tabancanın niteliği göz önüne alındığında öldürmeye elverişli vasıta kullanılması, sanığın katılanın bel bölgesini hedefleyerek iki kez ateş etmesi, mermilerden birinin isabet ettiği vücut bölgesinin yeri, katılanın sol bel bölgesine isabet eden ateşli silah mermi çekirdeğinin sol fleksuar lateralde yaklaşık 5 cm’lik kolon ve sol böbrek etrafındaki dokuların yaralanmasına neden olarak yaşamsal tehlike doğurmuş olması, ilk atıştan sonra tanık …’ın sanığa müdahale ederek tabancayı elinden almaya çalıştığı sırada sanığın ikinci kez ateş etmesi karşısında; sanığın olay öncesi, olay esnası ve sonrasındaki davranışları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğunun kabulü gerekmektedir YCGK-Karar2020/357. 5. Failin mağdura dönük fiiline kendiliğinden mi, yoksa kendisi dışındaki engel bir sebepten dolayı mı son verdiği Fail, fiili işlediği sırada mağdura daha fazla zarar verme imkanı varken başka bir engel olmadığı halde kendiliğinden fiiline son vermişse, o ana kadar mağdura yönelik darbeler de ciddi bir boyutta değilse, bu durum, failin yaralama kastıyla hareket ettiğine dair bir kriter olarak kabul edilir. Ancak, fail dışardan gelen engel bir sebepten dolayı fiili gerçekleştirememiş veya fiiline son vermişse, bu durum, kasten öldürmeye teşebbüs suçu için bir kriter olarak kabul edilir. Katılanın hayati bölgeleri yerine bacaklarına doğru ateş edilerek yaralanması, taraflar arasında önceye dayalı öldürmeyi gerektiren bir husumet bulunmaması, katılan yaralandıktan sonra sanığın engel hal bulunmamasına rağmen eylemini devam ettirmemesi, uzmanlık raporuna göre atışın uzak atış mesafesinden yapılmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin bu yöndeki kasten yaralama kabul, gerekçe ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir 6. Failin olay sonrası mağdura yönelik davranışları Fail olaydan sonra mağdurun hayatta kalması için yardımcı olmuşsa, örneğin silahla yaralama neticesinde kan kaybeden mağduru hastaneye götürmüş veya ambulans çağırmışsa fiil adam öldürmeye teşebbüs suçu olarak değil, yaralama suçu olarak nitelenebilir. Sanıkların olay günü babasına ait terzi dükkanında oturmakta olan katılana “Sincar’ın oğlu sen misin” diye sorup, evet diye yanıtlaması üzerine hep birlikte saldırarak, kafatasında açık çökme kırığı, baş bölgesinde 7 adet kesi ve hayati tehlike oluşturacak şekilde yaraladıkları olayda; olay yerinde kanlı taş bulunması, sanıkların ellerinde taş, silah ve makas olduğu halde hep birlikte katılana vurduklarına ve bir kısım sanıklar tarafından tutularak engellendiklerine dair tanık anlatımları, doktor raporları, teşhis tutanakları, hedef alınan bölge, sanıklar ile katılanın ailesi arasındaki husumet ile sanıkların olay sonrası davranışları hep birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiklerine dair kabul, gerekçe ve takdirinde bir isabetsizlik yoktur ile sanık arasındaki mesafe ve hedef gözetme imkanının olup olmadığı Fail ile mağdur arasındaki mesafe kısa ise failin mağduru daha kolay öldürme imkanı vardır. Fail, kısa mesafeye rağmen hedef gözeterek öldürücü bir darbe vurmamışsa, kasten öldürmeye teşebbüs suçu değil, kasten yaralama suçu tartışılabilir. Olay günü sanığın üzerinde bulundurduğu ruhsatsız silah ile mağdurun çalıştığı iş yerine geldiği, kapı önünde duran mağdura silahla ateş ederek onu sol femur bölgesinden hayati tehlike geçirmeyecek ancak basit tıbbi müdahale ile giderilemez şekilde yaraladığı ve akabinden olay yerinden ayrıldığı anlaşılan olayda; mağdur ile sanığın aralarındaki mesafe, hedef gözetme imkanı, meydana gelen yaralamanın boyutu ve eylemine kendi iradesiyle son vermiş olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eylemi ile ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu, bu nedenle silahla kasten yaralama suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulması yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunun Cezası Kasten öldürme suçu, basit TCK ve nitelikli hallere TCK göre cezalandırılan bir suç tipidir. Kasten öldürme suçuna teşebbüs halinde failin cezası, basit veya nitelikli hallerden hangisine teşebbüs ettiğine göre belirlenir. Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun cezası şu şekilde belirlenir 1. Basit Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüsün Cezası Kasten öldürme suçunun TCK yer alan temel/basit şekline teşebbüs halinde, failin cezası 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıdır. 2. Nitelikli Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüsün Cezası Kasten öldürme suçunun TCK 82’de yer alan aşağıdaki nitelikli hallerine teşebbüs halinde, failin cezası 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasıdır. Kasten öldürmenin aşağıdaki biçimlerde işlenmesi halinde, kasten öldürme suçunun TCK yer alan nitelikli halleri meydana gelir a Tasarlayarak, b Canavarca hisle veya eziyet çektirerek, c Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle, d Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı, e Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, f Gebe olduğu bilinen kadına karşı, g Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, h Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla, i Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle, j Kan gütme saikiyle, k Töre saikiyle. Örneğin, töre saikiyle hareket ederek veya tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs eden fail, ölüm sonuçu gerçekleşmediği takdirde kasten öldürme suçunun nitelikli haline teşebbüs ettiğinden 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunda Haksız Tahrik İndirimi Haksız tahrik, failin mağdurdan kaynaklanan bir fiilin meydana getirdiği elem, üzüntü veya öfkenin etkisiyle suçu işlemesidir. Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun haksız tahrik altında işlenmesi halinde fail hakkında ceza indirimi uygulanır. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için genel şartlar şunlardır Haksız tahrik oluşturan bir fiil bulunmalı, Tahrike neden olan fiil haksız olmalı, Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı, Failin işlediği fiil bu ruhi durumun tepkisi olmalı, Haksız tahrik oluşturan fiil, mağdurdan kaynaklanmalıdır. Haksız tahrik altında kasten öldürme suçuna teşebbüs halinde, faile verilecek cezada haksız tahrikin derecesine göre 1/4 oranı ile 3/4 oranı arasında bir indirim uygulanır. Örneğin, kasten öldürmeye teşebbüs suçu neticesinde 10 yıl ceza mahkumiyeti alabilecek bir sanık, suçu haksız tahrik altında işlemişse haksız tahrik indirimi neticesinde cezası 2 yıl 6 ay ila 7 yıl 6 ay arasında değişecektir. Haksız tahrikin derecesi, yani haksız tahrikin ağırlığı yapılacak indirimin oranını da belirler. Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçunda Meşru Müdafaa Savunma Meşru müdafaa savunma mağdurun faile veya failin yakınlarına veya failin malvarlığına dönük gerçekleştirdiği bir saldırıya karşı failin saldırı ile orantılı bir biçimde kendisini savunmak üzere failin cevap vermesidir. Meşru savunma hükümlerinin uygulanabilmesi için genel şartlar şunlardır Meşru savunma için bir saldırı bulunmalıdır, Saldırı haksız bir saldırı olmalıdır, Saldırı meşru müdafaa ile korunabilecek bir hakka yönelmeli, Meşru müdafaada saldırı ile savunma eşzamanlı olmalı, Meşru müdafaa için savunma zorunlu olmalıdır, Meşru savunma saldırana karşı yapılmalıdır, Meşru müdafaada saldırı ile savunma orantılı olmalıdır. Kasten öldürmeye teşebbüs suçu, meşru müdafaa halinde işlenirse faile ceza verilemez. Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Kasten öldürme suçuna teşebbüs hükümleri uygulandığı ortaya çıkan sonuç ceza nedeniyle, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Kasten öldürme suçuna teşebbüs nedeniyle hükmedilen hapis cezasının bazı durumlarda haksız tahrik uygulanması ndeniyle 2 yıl veya altında olması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması hagb kararı verilmesi mümkündür. Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Kasten öldürme suçuna teşebbüs nedeniyle hükmedilen hapis cezasının bazı durumlarda haksız tahrik uygulanması ndeniyle 2 yıl veya altında olması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması hagb kararı verilmesi mümkündür. Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Kasten öldürmeye teşebbüs suçu, uzlaşmaya tabi suçlardan değildir. Kasten öldürme suçuna teşebbüs, şikayete tabi suçlar arasında yer almaz. Şikayetten vazgeçme, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, savcılık tarafından resen soruşturulmalıdır. Şikayet hakkı, dava zamanaşımı süresinde kullanılabilir. Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Kasten öldürme suçuna teşebbüs yargılamalarında olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüs Halinde Görevli Mahkeme Kasten öldürme suçuna teşebbüs nedeniyle yargılama yapma görevi ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu Yargıtay Kararları Olası Kastla Öldürmeye Teşebbüs Edilemez Yargıtay Ceza Genel Kurulunun tarihli 2014/1-256 E. 2015/100 K. ve tarihli 2017/1-908 E. 2018/445 K. sayılı kararlarında; olası kast netice ile belirli hale gelir ve fail ancak meydana gelen neticeden sorumlu tutulabilir. “Dolus indeterminatus determinatur ab eventu” kuralı gereğince, sanığın eylemi sonucu hangi netice gerçekleşmiş ise failin bundan sorumlu olacağı yönündedir. Yani olası kast halinde netice kastı belirler kuralı geçerlidir. Gerçekleşme ihtimali bulunan neticelere teşebbüs kabul edilemez. Olası kastla hareket edilmesi sonucunda yaralama gerçekleşmişse, yaralama ne kadar ağır olursa olsun fail olası kastla yaralamadan sorumlu olacak, eylem olası kastla öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilmeyecektir. Bu kabulün diğer bir yönü de olası kastla hareket eden birden fazla failin benzer eylemlerinde neticeden sorumlu tutulabilmeleri için neticenin hangisinin eylemi ile meydana geldiğinin mutlak suretle tespit edilmesi gerekliliğidir. “Olası kastı netice belirler kuralı” gereğince öğreti ve uygulamada da hâkim görüş; Sanığın eylemi sonucu hangi netice gerçekleşmiş ise failin ondan sorumlu olacağı yönündedir. Yargıtay 1. Ceza Dairesi-Karar2021/14799. Kasten Öldürmeye Teşebbüsün Şartları, Kast ve Olası Kast Kasten yaralama suçu ile kasten öldürme suçuna teşebbüs arasındaki ayırıcı kriter manevi unsurun farklılığına dayandığından, sanığın kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduğunun çözülmesi gerekmektedir. 5237 sayılı TCK’nın 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kasıt, dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak, daha açık bir ifadeyle, failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmelidir. İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesinde; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânı olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun tarih 1-388-178 sayılı kararında; failin eylemdeki kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya yönelik olduğunun belirlenmesi bakımından benzer kriterlerden hareket edilerek; “Öldürme kasti ile yaralama kastının takdir ve tayininde ileri sürülen görüşler, iki grupta oluşmaktadır 1-Karine usulü, bu usulde her yaralamada öldürme kastının varlığı kabul olunmakta, ancak bunun tersinin ispatına olanak tanınmaktadır. Bu usulde “şüphe sanık lehinedir” kuralı, adam öldürme suçları yönünden tersine çevrilmektedir. Faruk Erem. Adam Öldürme Kastı Yargıtay Dergisi Cilt 8 sayı1 - 12/ Ocak, Nisan 1982 sayfa 50 2-İspat usulü, öldürme ve yaralama kastı açısından delil sisteminde farklı bir uygulamaya gitmenin, doğru bir düşünüş olmadığı kastın kanıtlanabileceği ileri sürülmektedir. Cararraya göre “ Öldürme kastının, sanığın karakterinden, ruhsal durumunun dostluk-düşmanlık… gösteren önceki davranışlarından, suçun nedeninden, kullanılan silahın niteliğinden, darbelerin sayısından, iradi olmak koşulu ile darbelerin yönünden anlaşılabileceği” ifade edilmiştir. Carrara Programma 1881 sayfa 1087 Türk Ceza Yasası, ispat sistemini benimsemiş yasalar grubuna dahildir. Yargıtayın muhtelif kararlarında, kullanılan vasıtanın cinsi, isabet alınan nahiye, darbe adedi ve şiddeti suçlunun suçtan önceki ve sonraki davranışları gibi davranışlara göre öldürme kastı ret veya kabul olunmaktadır. Teşebbüsün cezalandırılabilmesi için failin kullandığı araçların elverişli olması gerekir. Yasanın 61. Maddesindeki “vesaiti mahsusa” dan bu anlaşılır. İstenilen sonuç, bunu meydana getirmeye kesin olarak elverişli olmayan araçlarla gerçekleştirilmek istenmişse, ortada ceza hukukunu ilgilendiren bir durum bulunmayacaktır. Aracın elverişli sayılabilmesi için, objektif bir tarzda belirli bir sonucu meydana getirmeye elverişli olması yetmez. Ayrıca, fail tarafından o sonucu meydana getirmeye uygun bir biçimde kullanılması da gerekir. Teşebbüse hayatiyetini veren şey güdülen hedeftir. Failin hedefidir ki, harekete veçhesini verir. Mesela Adam öldürmeye elverişli olan bir vasıtanın kullanılmış olmasına rağmen hareketlerin, iltibası mahal vermeyecek şekilde adam öldürme hedefine yönelmiş oldukları tespit edilemezse, fail adam öldürmeye teşebbüsten sorumlu tutulamayacaktır. Vasıtanın elverişliliği, ancak belli bir hedefe olan ilişkisine göre değerlendirilmekle mümkün olabilir. Hareketin, sonucu doğurmaya elverişli uygun olmadığı tecrübelerin verdiği bilgilere göre tayin edilmelidir. Yani ortak tecrübelerimize göre tehlike veya zararın, failin yaptığı hareketten doğması normal tipik sayılabiliyorsa hareketin neticeyi doğurmaya uygun olduğu söylenebilecektir. Vasıtanın gayeye elverişli olması başka, hareketin zarar gören tehlikeyi meydana getirmeye uygun olması başkadır. Bir diğer koşul icra hareketlerinin bitmesine veya neticenin gerçekleşmesine failin elinde olmayan engel sebeplerin amil olması şarttır. Eski TCK’nın 62. Maddesinde “İhtiyadında olmayan bir sebepten dolayı” değimleriyle bu şart belirtilmiştir… Demek ki, önde gelen husus; icra hareketlerinin yarıda kalmasının veya sonucun gerçekleşmesinin, failin iradesi dışında kalan sebeplerden ileri gelmesi gerekmektedir. Şayet yarıda kalma veya gerçekleşmeme failin iradesine ilişkin sebeplerden ileri gelmişse bu halde ihtiyariyle vazgeçme veya faal nedamet varlığından söz edilir. İcra hareketlerinin bitmesine veya sonucun meydana gelmesine engel olan ve faalin iradesinin dışında kalan bu sebep maddi veya manevi olabileceği gibi, üçüncü bir kişinin fiilinden yahut maddi enerjinin bitmesinden de ileri gelebilir…” Benzer şekilde; “Toplu saldırıdan kendisini korumak amacıyla biletmek üzere yanına aldığı ekmek bıçağını çekerek belli bir hedef gözetmeksizin sallaması sonucu sırtından yaraladığı mağdura karşı saldırısında, sonucu almasına engel bir durum yok iken, buna devam etmeyip bir defa vurma ile yetinmesi, yaralanan mağdurun düşmemesi nazara alındığında, sadece isabet kaydedilen nahiyeye göre kastı belirlemenin yeterli olmayacağı, aksi halde TCK’nun 456/2 maddesinin uygulanmasının hiç bir zaman mümkün kılmayacağı cihetle eylemin yaralama olarak vasıflandırılmayıp öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” Ceza Genel Kurulu 1/184-125 “Şu halde sanığın ilk darbeden sonra adı geçen tanığın müdahalesine kadar geçen sürede ikinci, üçüncü … darbelerini vurmasına hiç bir engel bulunmamaktadır. Bu da ilk darbeden sonra sanığın ikinci darbeyi vurmadığını, beklediğini ve bu bekleme anında tanığın sanığa müdahale ettiğini belirlemektedir.” Ceza Genel Kurulu 1/108-200 Hedef alınan bölge kastın belirlenmesi açısından önemli ise de tek başına kastın belirlenmesi açısından yeterli değildir. “Oluşa göre sanığın, mağdure 9 - 10 metre uzaklıkta 1,150 kg ağırlığındaki bir taşı atmış ve onun başından çökme kırığı meydana getirir, hayati tehlike doğurur ve 25 gün iş ve güçten alıkor derecede yaralamıştır. Bu oluşa göre sanığın mağdurun başını hedef alarak taş attığı kesin biçimde kanıtlanmamaktadır. Sanık tek bir taş atmış başka bir atışta bulunmamış, mağdura vurucu mesafeye kadar yaklaşmamıştır. Sanık öldürme kastı ile hareket etmek isteseydi, ona daha çok yaklaşarak başı hedef alarak taşı fırlatır veya taşla başa direk vururdu. Genel kurulun gün ve 257 sayılı kararları ile, bu konudaki diğer kararları da aynı görüşü yansıtmaktadır. Bu itibarla eylemin yaralama suçunu oluşturduğuna ilişkin bozma kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi yasaya aykırıdır.” Ceza Genel Kurulu tarih 1/177-236 Ceza dairelerinin de Genel Kurul ile aynı doğrultuda karar verdikleri görülmektedir. Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarih ve 4327/5231 sayılı kararında “Sanığın okey tahtalarından birini alıp mağdurun başına vurarak adli tıp kurumu raporunda belirtildiği üzere onu kemik defektine bağlı uzuv tatilini intaç edecek derecede yaraladığı eylemin 765 sayılı TCK’nın 456/3 maddesine uyan fiil niteliğinde bulunduğu, sanığın neticeyi elde etmek maksadıyla saldırılara devam etmediği ve yaralama sonucu hayati tehlikenin meydana gelmesinin başlı başına öldürme kastını da göstermeyeceği gözetilmeden öldürmeye tam teşebbüsten cezalandırılmasına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” “Müdahilin kafasında çökme kırığı oluşturabilecek irice bir taşla netice bakımından ağırlaştırılmış yaralama suçunun işlenmiş olması karşısında… bu haliyle eylemin 5237 sayılı TCK’nın 86/1, 86/3 ve 87/2-son maddelerine uyduğu” 3. Ceza Dairesinin tarih ve 2006/11509 esas 2008/1018 karar “Sanığın mağduru sol kost parietal deprasyon fıraktürü yaralaması ile sol parietal de 3x4,5 cm’lik kranaektomi defekti oluşturacak şekilde saldırı ve savunmaya elverişli silah olan sopayla yaralama suçunu işlediği anlaşıldığından …” 3. Ceza Dairesinin tarih ve 2006/14243-2008/2488 sayılı kararı 765 sayılı TCK’da yer alan teşebbüs hükümlerinin uygulandığı döneme ilişkin içtihatlarda öldürmeye teşebbüs suçu yönünden kastın belirlenmesine yönelik kriterlerin 5237 sayılı TCK yürürlüğe girdikten sonra da Yargıtay tarafından benimsendiği anlaşılmaktadır. 5237 sayılı TCK’ya esas alınan suç teorisinde kastın yanında olası kasta yer verilmesi nedeniyle bu fiillerin olası kastla da işlenebileceği anlaşılmaktadır. Zira doktrinde de “örneğin, yaralamak düşüncesiyle hasmının başına odunla vuran kişi, bu eylemi neticesinde mağdurun ölebileceğini öngörmüş, ancak bu neticeyi umursamamış, kabullenmiş ise artık netice sebebiyle ağırlaştırılmış yaralamadan madde 87/4 değil, kasten öldürmeye ilişkin TCK’nın 81. maddesine göre cezalandırılır. Ancak olası kast indirimi yapılması gerekir.” Kasten Öldürme Suçları Prof. Dr. Ahmet Gökçen, Doç. Dr. Murat Balcı baskı yılı 2013 sayfa 58 Failin mağdura yönelik yaralama eyleminde darbenin şiddeti ve hedef alınan bölge itibariyle yaralama kastıyla hareket ettiği kabul edilse dahi ölüm neticesinin öngörülüp buna rağmen harekete devam edilerek darbenin vurulması halinde meydana gelen neticenin kabullenilmesi söz konusu olduğundan, ölümün meydana gelmesi halinde olası kast sonucu öldürme fiilinden, eylem yaralama ile sonuçlanması halinde ise olası kastla öldürme suçuna teşebbüs mümkün olmadığından meydana gelen sonuca göre cezalandırma söz konusu olacaktır. Tüm bu açıklamalar ışığında kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılması gereken ölçütler farklılık gösterebileceğinden, tüm bu olguların olaysal olarak ele alınması gerekmektedir. … Sanığın eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüsü mü yoksa kasten yaralama suçunu mu oluşturduğu, Katılanın ailesi ile sanığın ailesi arasında üye ve yönetici oldukları kooperatifin işlemlerinden kaynaklanan sorunlar bulunması, bir gün önce bu nedenle iki aile fertleri arasında kavga çıkmış olması, iki aile arasındaki bu sorun nedeniyle Sincan il merkezinde, gündüz vakti onlarca kişinin katıldığı hareketli kavga ortamında, sanığın ele geçilemeyen mağdurun beyanına göre beyzbol sopası ile katılanın baş bölgesini özellikle hedef aldığına ilişkin bir belirlemenin yapılamayışı, sanığın katılanın başında tek darbe vurduktan sonra ciddi bir engel yok iken saldırısına devam etmemesi, özel hukuk ilişkisinden kaynaklanan sorunun öldürmeyi gerektirecek bir husumet boyutuna da ulaşmaması karşısında sanığın olay öncesi, öldürmek için daha elverişli silah temin etme imkanı var iken aksi ispat edilemeyen savunmaya göre olay yerinde elde ettiği sopayla mağdura vurmuş olması, olay sırasındaki ve olay sonrasındaki davranışları bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının katılanı yaralamaya yönelik olduğu; eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir Ceza Genel Kurulu - 2018/121 E. , 2021/388 K. Daha Fazla Öldürücü Darbe Vurma İmkanı Varken Fiili Devam Ettirmemek Olay günü katılan cenaze namazı kılmakta iken sanığın, katılanın arkasından gelerek bıçakla sol omuz ve sırtının ortasından iki kez bıçakladığı, bu bıçak darbelerinin birinin öldürücü nitelikte olmasına karşın hayati önemi daha düşük olan omuz bölgesindeki yaranın öldürücü olmaması, katılanın olay yerinden kaçtığı sırada sanığın katılanı takip ettiği, sanığın mağdura sarılarak veya yere düşürerek peşpeşe öldürücü darbeler yapma imkanı bulunduğu halde tek öldürücü darbeden sonra bıçak hamlelerinin şiddetini azaltması hususları birlikte değerlendirildiğinde, kastının kasten yaralama suçuna yönelik olduğu kabul edilmiştir Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Organın İşlevini Yitirmesi ve Yaşamın Tehlikeye Girmesi Katılan ile sanık arasında tarla kiralama meselesi nedeniyle husumet bulunduğu, katılanın tarlasında iken sanığın gelip av tüfeği ile katılana üç el ateş ederek birden çok saçma isabetiyle göğüs solda minimal pnömotoraks ve perikardial yaklaşık 2 cm effüzyon, sol akciğer arka taban kısmında parankim içinde laserasyona sebep olan, sol akciğer ön ve dış tarafta parankim sınırında metalik yabancı cisimler saptandığı, sol elde hareket kısıtlılığı sonucu katılanın yaşamını tehlikeye sokacak ve organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olacak şekilde yaraladığı olayda, Hedef alınan vücut bölgeleri, kullanılan silahın elverişliliği, yaraların yeri ve niteliği, sanık ile katılan arasında husumet bulunması da dikkate alındığında, sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde, kasten öldürmeye teşebbüsten cezalandırılmasına karar verilmesi yerine, suç niteliğinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir Yargıtay 1. Ceza Hayati Tehlike Olmasa Bile Yaşamsal Organlarının Bulunduğu Bölgeye Ateş Etmek Olay öncesi sanıkla katılan arasında inşaat işinden kaynaklanan borç ilişkisi ve ihaleye katılma meselesinden kaynaklanan çekişme bulunması, suçta kullanılan silahın niteliği ve atış sayısı, aracın ön camı ile camı delip geçerek aracın koltuklarına isabet eden on yedi adet saçma tanesinin dağılımına göre sanığın katılanı hedef alarak etkili mesafeden önce 5 el ateş etmesi, arkasından aracın sol ön tarafına yaklaşarak bu sefer yakın mesafeden katılanın hayati bölgesini hedef alarak ateş etmesi, her ne kadar katılan hayati tehlike geçirmeyecek şekilde yaralanmış ise de, araç içerisinde oturmakta olan katılanın pozisyonuna göre yaşamsal organlarının bulunduğu göğüs ve batın bölgesinin üzerinde konumlanan sol koluna üç adet saçma tanesinin isabet etmesi ve katılanın kolunda hayat fonksiyonlarını orta 3 derecede etkileyecek şekilde kemik kırığına neden olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğunun kabulü gerekmektedir YCGK-Karar 2018/458. Nitelikli Kasten Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçunda Cezanın Belirlenmesi Olay günü ayrı yaşayan ve boşanma davası devam eden, daha önce de mağduru tehdit eden sanığın, yolda yürüyen mağduru yakalayarak 4 tanesi batına ve göğüse nafiz olup pnömotoraksa, mide ve barsak yaralanmalarına, hayati tehlike geçirmesine neden olan diğerleri hafif nitelikte toplam sekiz bıçak darbesi ile öldürmeye teşebbüs ettiği anlaşılan olayda; 1- Sanığın süregelen sorumsuzluk, darp, tehdit gibi eylemlerinin süreci başlatan ilk haksız nitelikteki hareketler olduğu, dolayısıyla ilk haksız hareketin sanıktan geldiği ve mağdurun bu eylemlere karşı olay sırasında veya öncesinde karşılıklı olarak hakaret ettiği kabul edilse bile, haksız tahrikte dengenin sanık lehine bozulmadığı nazara alınarak sanık hakkında yasal koşulları oluşmayan TCK’nin 29. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığının gözetilmemesi, 2- Sanığın mağdura yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs eylemi nedeniyle meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözetildiğinde, daha vahim hallerin varlığı da düşünülerek 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören TCK’nin 35. maddesi uyarınca vasati seviyelerin üzerinde ve fakat üst sınırdan bir miktar uzaklaşılarak cezalandırılması yeterli iken, üst sınıra çok yakın olacak şekilde bir cezaya hükmedilmesi, bozma nedenidir Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Hedef Gözetme İmkanı Varken Silahla Ayaklara Doğru Ateş Açma Sanık … hakkında mağdur …a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık …in elinde bulundurduğu tabanca ile mağdur …yı sağ ayak bileğinden sol tibia ve fibula kırığına neden olacak şekilde yaraladığı olayda; Sanığın hedef gözetme imkanı varken mağdur …nın ayaklarına doğru ateş etmesi, meydana gelen yaralamanın boyutu, eylemine engel bir hal ile son verdiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı bir delilin bulunmaması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eylemi ile ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu, bu nedenle silahla kasten yaralama suçundan hüküm kurulması yerine yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir Yargıtay 1. Ceza Kasten Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçunda Husumetin Derecesi Sanık ile mağdurun motokurye olarak çalıştıkları ve olay öncesinde aralarında iş ile ilgili bir takım sorunlar yaşandığı, olay tarihinde ise sanık ile mağdurun çalıştıkları iş yeri içerisinde bulundukları sırada mağdurun sanığa yönelerek bir şey sormak istediğini söylediği fakat sanığın “bana bir şey sorma, muhatap olmak istemiyorum” şeklinde cevap vermesi üzerine mağdurun sinirlendiği ve sanığa “senin aklını alırım, dilini keser eline veririm” şeklinde karşılık verdiği, bunun üzerine sanığın iş yerinden aldığı bıçak ile mağdura bir kez vurduğu ve bu yaranın mağdurun hayati tehlike geçirmesine neden olduğu olayda, iş yeri kamera görüntüleri ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere sanığın tek bıçak darbesinden sonra eylemine devam etmediği ve kendiliğinden son verdiği, olaydan sonra oradan ayrılmayan sanığın 112 acil servisini de kendi telefonundan aradığı, her ne kadar olay yerinde bulunan tanıkların engel hal teşkil edebilecekleri düşünülebilir ise de, sanık ile mağdurun olay sırasında tanıklardan uzakta olduğu ve bu nedenle sanığın mağdura karşı başlattığı yaralama eylemine devam etmesine yönelik bir engel teşkil etmedikleri, sanık ile mağdur olay öncesinde iş nedeniyle basit bir sürtüşme yaşamışlarsa da, aralarında öldürmeye sebep olabilecek tarzda bir husumetin de bulunmadığı, netice olarak sanığın eyleminin nitelikli kasten yaralama olarak vasıflandırılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile sanık hakkında öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidi Yargıtay 1. Ceza Dairesi-Karar 2021/356. Kasten Öldürmeye Teşebbüste Cezanın Belirlenmesi ve Zararın Ağırlığı Sanık hakkında katılana yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde, sanığın katılanın amcası olduğu ve aralarında arazi anlaşmazlığı nedeniyle önceye dayalı husumet bulunduğu, olay günü sanığın katılana tabanca ile 2 el ateş ederek, karın bölgesinden bir mermi isabetiyle, peritona nafiz, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak şekilde yaraladığı olayda, teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK. 35. maddesinin uygulanması sırasında meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte değerlendirilerek alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza verilmesi yerine, yazılı şekilde 10 yıl hapis cezası belirlenmesi suretiyle eksik ceza verilmesi, bozma nedenidir Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2019/5365. Silahla Tehdit Suçu ile Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu Arasındaki Fark Sanığın eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüsü mü yoksa silahla tehdit suçunu mu oluşturduğu; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Suça teşebbüs” başlıklı 35. maddesinde; “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur” hükmü yer almaktadır. Buna göre suça teşebbüs, işlenmesi kastolunan bir suçun icrasına elverişli araçlarla başlanmasından sonra, elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Maddenin açık hükmüne göre, icra hareketlerinin yarıda kalması ya da sonucun meydana gelmemesi failin iradesi dışındaki engel nedenlerden ileri gelmelidir. Öte yandan, suça teşebbüsle ilgili değerlendirme yapılabilmesi, failin hangi suçu işlemeyi kastettiğinin belirlenmesini gerektirir ki buna “subjektif unsur” denir. Failin gerçekleştirdiği davranış ile bir suçu işlemeye teşebbüs edip etmediğini, eğer etmişse hangi suça teşebbüs ettiğini belirleyebilmek için öncelikle kastın varlığının belirlenmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, tıpkı tamamlanmış suçta olduğu gibi, teşebbüs aşamasında kalan suçta da, işlenmek istenen suç tipindeki bütün unsurlar failce husus, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 765 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu dönemde verilmiş olup kabul edilen ilkeler açısından 5237 sayılı TCK’nın teşebbüse ilişkin 35. maddesi yönüyle de varlığını devam ettiren tarihli ve 101-156 sayılı kararında da; “Teşebbüste aranan kast, icrasına başlanmış cürmü teşebbüs aşamasında bırakma kastı olmayıp, söz konusu suçu tamamlamaya yönelmiş kasıttır” şeklinde açıklanmıştır. İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüsü oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesinde; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda yara meydana gelmiş ise bu yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânı olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır. Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde “gözdağı verme” olarak tanımlanan tehdit, bir kimseye zarara ya da kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirim sözlü olabileceği gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlarla da iletilebilir. Tehdidin, mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli bulunması yeterli olup, saldırının kişinin veya başkasının hayatına, vücut ya da cinsel dokunulmazlığına, belirli bir ağırlıkta olmak kaydıyla malvarlığına veyahut bunlar dışındaki sair bir kötülüğe yönelik olması gereklidir. Bu suçun oluşabilmesi için mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının veya korkup korkmadığının araştırılmasına gerek yoktur. Önemli olan failin tehdidi oluşturan fiili “korkutmak amacıyla” yapmış olmasıdır. Tehdit suçuyla korunan hukuki yarar ya da menfaat, madde gerekçesinde; “Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükûnudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükûnuna karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir” şeklinde açıklanmaktadır. Tehdidin silahla işlenmesi, mağdur üzerindeki korkunun etkisini artırıp eylemin icrasını kolaylaştırması, tehdidin ciddiliğini göstermesi ve faile cesaret vermesi nedenlerinden dolayı kanun koyucu tarafından nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Suçun silahla işlendiğinin kabulü için failin silahlı olması yeterli olmayıp tehdidin gerçekleştirilmesi sırasında silahın kullanılmış olması, silahın korkutucu gücünden bir şekilde faydalanılmış olması gerekmektedir. TCK’nın 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kasıt, insanın iç dünyası ile ilgili bir kavram olduğundan, kastın açıkça ifade edilmediği durumlarda, iç dünyaya ait bu olgunun dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak belirlenmesi yoluna gidilmektedir. Kişinin eyleminin, bir suçu oluşturup oluşturmadığının, oluşturuyorsa da hangi suçu oluşturduğunun saptanması için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Başka bir suçtan dolayı konutunu terk etmeme adli kontrol tedbiri altında bulunan sanık …’ın, tarihinde saat sıralarında katılan …’yi arayarak “Neredesin? Buluşmamız lazım, seninle işim var” dediği, katılanın yerini öğrendikten sonra adli kontrol yükümlülüğünü ihlal ederek evinden ayrılıp saat sıralarında katılanın garson olarak çalışmakta olduğu Sarıçam Hizmet Kafe’ye gittiği ve o esnada sırtı kendisine dönük olan katılana “… Abi” diye seslendiği, katılan …’in yüzünü dönmesiyle birlikte sanık …’in yanında getirdiği 7,65 mm çapında mermi kullanılan tabancayla katılanın göğüs bölgesini hedef alarak 5-6 metrelik mesafeden 1 el ateş ettiği ancak katılanı vuramadığı, bunun üzerine sanığın ikinci kez ateş etmek için tetiğe bastığı, bu kez de tabancanın tutukluk yaptığı, bu fırsattan yararlanan katılanın olay yerinden kaçarak kurtulduğu, sanığın ise olay yerinden uzaklaştığı olayda; sanığın kullandığı tabancanın öldürme suçunu işlemeye elverişli niteliği, sanığın 5-6 metrelik mesafeden katılanın göğsünü hedef alarak ateş etmesi, ilk atışta katılanı vuramaması nedeniyle ikinci kez ateş etmeye çalışmasına rağmen tabancanın tutukluk yapması nedeniyle eylemini gerçekleştirememiş olması karşısında; sanığın öldürme kastıyla hareket ettiği ve eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturduğu kabul edilmelidir YCGK - Karar 2021/57. İstanbul Avukat Baran Doğan Hukuk Bürosu UYARI Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Makale Yazarlığı İçin Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.
Baran Delil Avukatlık Bürosu0 532 237 72 80bilgi Mah. Ceyhun Atuf Kansu Cd. No112 D30, Cevat Muratal İş Merkezi, Balgat,Çankaya/AnkaraMakale İçindekilerKasten Yaralama Suçu Üst BaÅŸlıkKasten Yaralama SuçuKasten Yaralama Suçunun Daha Az Cezayı Gerektiren Basit HaliKasten Yaralama Suçunun Nitelikli HaliNeticesi Sebebiyle AğırlaÅŸmış YaralamaKasten Yaralama Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesiKasten Yaralama Suçunda ÅžikayetKasten Yaralama Suçunda ZamanaşımıKasten Yaralama Suçunda UzlaÅŸma UsulüKasten Yaralama Suçunda Yetkili ve Görevli MahkemeKasten Yaralama Suçunda Ceza Avukatının RolüKasten Yaralama Suçuna İliÅŸkin Yargıtay KararlarıKASTEN YARALAMAKasten yaralama suçunun basit hali, daha az cezayı gerektiren hali ve nitelikli halleri, Türk Ceza Kanunumuzun 86. düzenlenmiÅŸ olup, temelde kiÅŸinin vücut bütünlüğü ve vücut dokunulmazlığı üzerindeki haklarını korumayı amaçlamaktadır. Ayrıca "neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış yaralama" adı altında 87. maddede neticesi sebebiyle daha çok cezayı gerektiren halleri düzenlenmiÅŸtir. Kanuni çerçevesi oldukça genel ve soyut düzenlenmiÅŸ olan kasten yaralama suçunu basit ve dar bazı birkaç davranış ile sınırlandırmak mümkün deÄŸildir, bu nedenle kasten yaralama suçu serbest hareketli suçlar arasındadır. Kanunda yer alan ifadesiyle, kasten baÅŸkasının vücuduna acı veren veya saÄŸlığının ya da algılama yeteneÄŸinin bozulmasına neden olan kiÅŸi, kasten yaralama suçunu iÅŸlemiÅŸ olur. O halde kasten yaralama suçunun varlığından söz edebilmemiz için yalnızca maÄŸdura fiziksel acı çektirmek gerekmemektedir. Hukuka aykırı bir fiil sonucu kiÅŸinin saÄŸlığının ve algılama yeteneÄŸinin zarar görmesi de kasten yaralama suçunu oluÅŸturmaktadır. Serbest hareketli bir suç olmasından mütevellit, çok geniÅŸ bir uygulama alanına sahip olan kasten yaralama suçu için yalnızca fiziksel ÅŸiddet gerekmediÄŸi gibi, bir vatandaşın yiyecek ve içeceÄŸine ilaç katılması suretiyle saÄŸlığının bozulması; bir kiÅŸi ile beraber seyahat edilmekteyken araba yolculuÄŸunda kiÅŸinin yanındaki kiÅŸiyi yaralamak için bilinçli olarak kaza yapması gibi birçok farklı davranış kasten yaralama suçu teÅŸkil edecektir. Zaman zaman, kasten yaralama suçunun toplumumuzda birçok farklı suç tipiyle karıştırılabildiÄŸi görülmektedir; bu nedenle temel saptama doÄŸru yapılmalıdır. Küçük farklılıklar saptanmalı ve kavramlara iliÅŸkin tanımlama doÄŸru yapılıp kanuna uygun bir tanımsal çerçeve dahilinde somut olay ele alınmalıdır. Basitçe anlaşılabilecek örneklerle açıklamamız gerekirse Kasten yaralama suçu, ancak insanlara karşı iÅŸlenebilmektedir. Bir hayvana karşı yaralayıcı ve zarar verici davranış içerisine girilmesi halinde kasten yaralama suçu deÄŸil, diÄŸer ÅŸartların da mevcut olması halindezarar gören hayvanın sahipli olması gibi mala zarar verme suçu oluÅŸacaktır. Ayrıca ölü bir kimse de yaralanamayacağı için, ölmüş kimsenin cesedine yönelik gerçekleÅŸtirilen bu tip hareketler de kasten yaralama suçunu deÄŸil, diÄŸer tüm ÅŸartların mevcut olması halinde kiÅŸinin hatırasına hakaret suçunu meydana getirir. Türk Ceza Kanunumuzun 86, 87 ve 88. maddelerine kasten yaralama suçu ile suçun basit ve nitelikli halleri ile neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış yaralama ve ihmali davranışla iÅŸlenen kasten yaralama suçları aÅŸağıdaki ÅŸekilde belirtilmiÅŸtirKasten Yaralama SuçuKasten baÅŸkasının vücuduna acı veren veya saÄŸlığının ya da algılama yeteneÄŸinin bozulmasına neden olan kiÅŸi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Åžikayet aranmaz, savcılık resen harekete geç Daha Az Cezayı Gerektiren Basit HaliKasten yaralama fiilinin kiÅŸi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbà müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, maÄŸdurun ÅŸikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlà para cezasına hükmolunur. Suçun bu basit halinde maÄŸdurun ÅŸikayeti aranmaktadır, savcılık ve diÄŸer yargı makamlarınca resen harekete geçilmez, baÅŸlatılmış olan soruÅŸturma ve kovuÅŸturmalar da sona Yaralama Suçunun Nitelikli HaliKasten yaralama suçunun;Üstsoya, altsoya, eÅŸe veya kardeÅŸe karşı,Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kiÅŸiye karşı,KiÅŸinin yerine getirdiÄŸi kamu görevi nedeniyle,Kamu görevlisinin sahip bulunduÄŸu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,Silahla,Canavarca hisle,İşlenmesi halleri suçun nitelikli halleridir. Suçun nitelikli hallerinden canavarca hisle iÅŸlenmesi hali haricindeki durumlarda verilecek ceza yarı oranında artırılır; kasten yaralama suçunun canavarca hisle iÅŸlenmesi halinde ise verilecek ceza bir kat artırılacaktı Sebebiyle AğırlaÅŸmış YaralamaNeticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış yaralama suçunun gerçekleÅŸmesi halinde faile verilecek olan cezada neticenin ÅŸiddetine göre artırıma gidilir. Türk Ceza Kanunumuzun 87. maddesine göre neticesi sebebiyl ağırlaÅŸmış yaralama oldukça detaylı ve kademeleri olarak düzenlenmiÅŸtir"TCK Madde 871 Kasten yaralama fiili, maÄŸdurun; a Duyularından veya organlarından birinin iÅŸlevinin sürekli zayıflamasına, b KonuÅŸmasında sürekli zorluÄŸa, c Yüzünde sabit ize, d YaÅŸamını tehlikeye sokan bir duruma, e Gebe bir kadına karşı iÅŸlenip de çocuÄŸunun vaktinden önce doÄŸmasına,Neden olmuÅŸsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beÅŸ yıldan az Kasten yaralama fiili, maÄŸdurun; a İyileÅŸmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b Duyularından veya organlarından birinin iÅŸlevinin yitirilmesine, c KonuÅŸma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d Yüzünün sürekli deÄŸiÅŸikliÄŸine, e Gebe bir kadına karşı iÅŸlenip de çocuÄŸunun düşmesine, Neden olmuÅŸsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beÅŸ yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılı Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiÅŸse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur."Kasten Yaralama Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesiKasten yaralamanın ihmali davranışla iÅŸlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu halin söz konusu olması halinde kasten öldürmenin ihmali davranışla iÅŸlenmesine iliÅŸkin koÅŸullar göz önünde Yaralama Suçunda ÅžikayetKasten yaralama suçunun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek hali ÅŸikayete tabi suçlardandır ve ÅŸikayet süresi 6altı aydır. 6 ayın sonunda ÅŸikayet hakkının kullanılmaması halinde ÅŸikayet hakkı düşer. Kasten yaralama suçunun ÅŸikayete tabi olan bu halinde ÅŸikayetin sonradan geri çekilmesi durumunda soruÅŸturma aÅŸamasında takipsizlik, yani kovuÅŸturmaya yer olmadığına dair kararKYOK Kararı verilecektir. KovuÅŸturma aÅŸamasında ÅŸikayetin geri çekilmesi halinde ise kovuÅŸturma ÅŸikayetin geri çekilmesi nedeniyle sona erdirilecektir. Kasten yaralama suçlarının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek halleri ile nitelikli hallerinde ÅŸikayet zorunlu deÄŸildir. Bu hallerde savcılık tarafından resen soruÅŸturma baÅŸlatılabilir ve kovuÅŸturma evresine geçilebilir. Åžikayete tabi olmayan hallerde ÅŸikayette bulunulmaması veya ÅŸikayette bulunulmuÅŸ olması halinde ÅŸikayetin geri çekilmesi gibi durumlarda yargılama süreci soruÅŸturma aÅŸamasında da olsa, kovuÅŸturma aÅŸamasında da olsa devam edecektir. Kasten Yaralama Suçunda ZamanaşımıKasten yaralama suçu açısından zamanaşımı süresi 8sekiz yıldır. 8 yıl içerisinde davanın açılabilir ve açılan davaya müdahil Yaralama Suçunda UzlaÅŸma UsulüKasten yaralama suçunun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama hali, basit hali uzlaÅŸma prosedürüne tabiidir. SoruÅŸturma aÅŸamasında savcılık, kovuÅŸturma aÅŸamasında ise mahkeme tarafından uzlaÅŸtırma bürosuna tevdi saÄŸlanır. Taraflar uzlaÅŸtırma sürecinde uzlaÅŸma saÄŸlarlarsa süreç bu ÅŸekilde sona Yaralama Suçunda Yetkili ve Görevli MahkemeKasten yaralama suçuna iliÅŸkin olarak yapılacak yargılamada yetkili mahkeme, suçun iÅŸlendiÄŸi yer mahkemesidir. Kasten yaralama suçunda görevli mahkeme ise, neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış yaralama hallerinden olan maÄŸdurun ölümü halinde ağır ceza mahkemesi olacakken, diÄŸer tüm hallerde asliye ceza mahkemesi olacaktır. Kasten Yaralama Suçunda Ceza Avukatının RolüKanun koyucu Türk Ceza Kanunumuzu düzenlerken, kazuistik kanun yapma metodunu benimsememiÅŸ, genel ve soyut ifadelerle düzenlemede bulunarak her olası senaryoya ve somut olaya uygun düşecek bir ÅŸekilde yargı makamlarına takdir ve manevra alanı tanımıştır. En iyi ceza avukatı önce hayatın gereklerini, sonra da kanunu ve uygulamayı bilendir. Yargı süreçlerinde şüpheli ve sanıklara itham edilen ve konusu suç teÅŸkil eden davranışlar kimi zaman birbirine karıştırılabilmekte ve yanlı saptamalarda bulunulabilmektedir. Hukukçu olmayan insanların da anlayabileceÄŸi bir ÅŸekilde, örneÄŸin, kimi zaman failin gerçek iradesinin tespitinde hataya düşülebilir ve adam öldürmeye teÅŸebbüs suçu ile kasten yaralama suçları birbirine karıştırılabilir. Bunun yanında somut olayın hikayesinin doÄŸru anlatılmaması veya doÄŸru anlaşılmaması halinde aslında meÅŸru müdafaa ya da zaruretzorunluluk hali teÅŸkil eden bir davranış, olay örüntüsünün sunumunda yapılabilecek en ufak bir hata nedeniyle gerçekte olan halinden saptırılabilir. Bu nedenle iyi bir ceza avukatı, hikayenin en az kendisi kadar sunumunun da önemli olduÄŸunun bilincinde olarak müvekkilin haklarını savunmalıdır. Öncelikle itham edilen suça ve müvekkilin fiiline iliÅŸkin saptamaları doÄŸru bir ÅŸekilde yapmalı ve sonrasında da bu doÄŸruların yargılama sürecine ne ÅŸekilde uygulanması ya da bu doÄŸruların ilgili kimselerce ne ÅŸekilde dikkate alınması yönünde profesyonel bir savunma stratejisi hazırlamalıdır. Bu nedenle ceza yargılaması gibi önemle ele alınması gereken süreçlere iliÅŸkin olarak maÄŸdur, maÄŸdur yakını, şüpheli ve sanıklara tavsiyemiz Mutlaka alanında uzman bir Ankara ceza avukatından profesyonel hukuki destek hizmeti almalarıdı Yaralama Suçuna İliÅŸkin Yargıtay Kararları8. Ceza Dairesi 2019/4700 E. , 2021/1254 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ Çocuk Mahkemesi SUÇLAR KiÅŸiyi hürriyetinden yoksun kılma, hakaret, tehdit, kasten yaralama HÜKÜMLER Beraat GereÄŸi görüşülüp düşünüldü 1-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde; Mahkemece kanıtlar deÄŸerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduÄŸundan, katılan vekilinin, delillerin deÄŸerlendirilmesinde hataya düşüldüğüne yönelik temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında kiÅŸiyi hürriyetinden yoksun kılma; suça sürüklenen çocuk ... hakkında kiÅŸiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde; MaÄŸdurun aÅŸamalardaki istikrarlı beyanları, doktor raporları ve tüm dosya kapsamına göre, olay günü suça sürüklenen çocukların, aynı okulda öğrenim gördükleri katılanı okulun çıkış kapısında bekleyip, kapıdan çıkar çıkmaz maÄŸdurun kollarını arkadan tutarak ve saçından sürükleyerek okulun karşı tarafından bulunan barakaya zorla götürdükleri ve baraka içerisinde de maÄŸdurun yine kollarından tutup darp ettikleri sırada okul öğretmenlerinden ...'ın gelerek maÄŸduru kurtardığı olayda, suça sürüklenen çocuk ...'nin kiÅŸiyi hürriyetinden yoksun kılma, suça sürüklenen çocuk ...'ın ise kiÅŸiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama eylemlerinin sabit olduÄŸu gözetilmeden, atılı suçlardan mahkumiyetleri yerine yazılı ÅŸekilde beraatlerine karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduÄŸundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereÄŸince BOZULMASINA, gününde oybirliÄŸiyle karar verildi. Kapatılan3. Ceza Dairesi 2020/17050 E. , 2021/2363 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR Kasten yaralama, basit yaralama, 6136 sayılı Kanun'a aykırılık HÜKÜMLER Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; GereÄŸi görüşülüp düşünüldü Sanık ... müdafiin süre tutum ve gerekçeli temyiz dilekçesi içeriklerinde sanık sıfatıyla temyiz isteminde bulundukları belirlenerek yapılan incelemede; Yerinde görülmeyen diÄŸer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1 Aralarında hesap yüzünden çıkan tartışma nedeniyle ...'in masada oturan ...'in yüzüne yumrukla vurduÄŸu, bunun üzerine ...'in bıçakla ...'in arkasından gittiÄŸini gören tanık ...'in ...'i tutarak engel olduÄŸu, ancak ...'in savurduÄŸu bıçağın ...'e isabet ederek yaraladığı, ...'in de sandalyeyle ...'in bıçak olan eline vurduÄŸunun kabul edildiÄŸi olayda, kavgayı baÅŸlatan ilk haksız hareketin kim tarafından gerçekleÅŸtirildiÄŸine dair tanıkların bilgisinin bulunmadığı, birbirini karşılıklı olarak yaralayan tarafların ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı hususunda diÄŸerini suçlayıcı beyanları karşısında ilk haksız hareketin kimden geldiÄŸinin tespitine çalışılması; bunun mümkün olmaması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleÅŸmiÅŸ ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiÄŸi üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak ÅŸekilde belirlenemediÄŸinde, şüpheli kalan bu halin sanıklar lehine 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede uygulanması gerektirdiÄŸinin gözetilmemesi, 2 Sanık ...'in, maÄŸdur ...'i beden yoluyla burnunda kırığa neden olacak ÅŸekilde yaraladıktan sonra tanık ...'in tutarak engel olmaya çalıştığı ...'e, sandalyeyle de vurmak suretiyle kolunda kırığa neden olması eylemlerinin bütün olarak deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸi gözetilmeden eylemlerin bölünerek koÅŸulları bulunmadığı halde ...'in koluna vurması fiilinin meÅŸru savunma kapsamında kaldığının kabulü ile yazılı ÅŸekilde hüküm kurulması, 3 Sanık ...'in fiili nedeniyle maÄŸdur ...'in vücudunda oluÅŸan kırıkların TCK'nin 87/3. maddesi kapsamında birlikte hayat fonksiyonlarına etki derecesinin belirlenmesi amacıyla, maÄŸdurun tedavi evrakları, geçici ve kesin raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu Åžube Müdürlüğüne gönderilerek, maÄŸdurun yaralanması hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiÄŸinin gözetilmemesi, 4 Sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanun'a aykırılık nedeniyle kurulan hükümde; suça konu bıçağın 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliÄŸi haiz olup olmadığının tespiti hususunda Adli Tıp Kurumu, Emniyet Kriminal veya Jandarma Kriminal Laboratuvarından alınacak rapor ile kesin olarak saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, polis memuru tarafından düzenlenen bilirkiÅŸi raporuna dayanılarak eksik araÅŸtırmayla yazılı ÅŸekilde hüküm kurulması, 5 Sanıklar hakkında hapis cezalarına mahkumiyet hükümleri nedeniyle kurulan hükümlerde; Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden deÄŸerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiÅŸ, sanık ... müdafiin ve sanık ...'in temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduÄŸundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile deÄŸiÅŸik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK'un 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının dikkate alınmasına, tarihinde oy birliÄŸiyle karar verildi. Kapatılan3. Ceza Dairesi 2020/17269 E., 2021/2339 K."İçtihat Metni" MAHKEMESİ Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR Kasten yaralama, 6136 sayılı Kanun'a aykırılık HÜKÜMLER Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; GereÄŸi görüşülüp düşünüldü 1 Sanık hakkında 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuÅŸturma sonucunda oluÅŸan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2 Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde; MaÄŸdur hakkında düzenlenen adli rapora göre, sanığın iki ayrı bıçak darbesi ile maÄŸduru yaraladığı olayda, suçun iÅŸleniÅŸ ÅŸekli, meydana gelen zararın ağırlığı ve sanığın kastının yoÄŸunluÄŸu da dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK'nin 61. maddesi gereÄŸince temel cezaya hükmedilirken, TCK'nin 3. maddesindeki cezada orantılılık ilkesi de gözetilerek hakkaniyete uygun ÅŸekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiÄŸinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yerinde görülmeyen diÄŸer temyiz nedenlerinin reddine, ancak; a Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/1, 86/3-e, 29, 62. maddeleri uyarınca belirlenen 3 ay 22 gün hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında hesap hatası yapılarak sonuç cezanın " TL" adli para cezası yerine " TL" adli para cezası olarak tespiti suretiyle fazla ceza tayini, b Sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının, 5237 sayılı TCK'nin 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesi sırasında, taksit aralıklarının gösterilmemesi, Bozmayı gerektirmiÅŸ, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduÄŸundan, hükmün bu nedenle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle deÄŸiÅŸik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediÄŸinden 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi gereÄŸince, hükmün TCK'nin 52/2. maddesinin uygulandığı fıkrasından '' ibaresi çıkartılarak yerine '' ibaresinin eklenmesi, TCK'nin 52/4. maddesinin uygulandığı fıkraya "TCK'nin 52/4. maddesi uyarınca" ibaresinden sonra gelmek üzere "birer ay ara ile" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, gününde oy birliÄŸiyle karar verildi. Ceza Genel Kurulu 2020/381 E. , 2020/512 K. "İçtihat Metni" Kararı Veren Yargıtay Dairesi 1. Ceza Dairesi Mahkemesi Ağır Ceza Sayısı 300-296 Kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan sanık ...'nın TCK'nın 87/4-2. cümle, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluÄŸuna ve mahsuba iliÅŸkin Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen tarihli ve 300-296 sayılı hükmün sanık müdafisi ve katılanlar ..., ..., ..., ... ve ... ... Aşıcı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince tarih ve 969-5169 sayı ile; onanmasına karar verilmiÅŸ, Daire Üyeleri O. Erdim ve T. AteÅŸ; "...sanığa atılı suçun sabit olmadığı," düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır. Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı ise tarih ve 66329 sayı ile; "...Sanığın, eÅŸinin kendisini telefonla arayarak düştüğünü ve eve gelmesini istediÄŸini söylediÄŸine dair savunmasının tanık ... tarafından doÄŸrulanması, sanığın peÅŸinden eve giren müşterek çocukları ...’in, evde kavga olduÄŸuna ve sanığın annesini yaraladığına dair belirtiler olduÄŸuna iliÅŸkin bir beyanının bulunmaması, ölmeden önce annesi, babası ve abisiyle görüşen maktulün, kendisini sanığın yaraladığına dair bir ifadesinin bulunmaması, maktülün de olayı ilk müdahaleyi yapan doktora ve hastane polisine farklı aktarması karşısında; sanık ile maktül arasında geçmiÅŸten beri anlaÅŸmazlık bulunması ve olayın meydana geldiÄŸi yer ile ÅŸekli konusunda sanığın ifadelerinin tam olarak uyuÅŸmaması hususlarının, ... sanık aleyhine sübut delili sayılamayacağı, bu nedenle sanığın eÅŸini bıçakladığına dair mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı," görüşüyle itiraz kanun yoluna baÅŸvurmuÅŸtur. CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince tarih, 1959-1964 sayı ve oy çokluÄŸuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediÄŸinden bahisle Yargıtay Birinci BaÅŸkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca deÄŸerlendirilmiÅŸ ve açıklanan gerekçelerle karara baÄŸlanmıştır. TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI ......... ...5237 sayılı TCK’nın “Kasten Öldürme†baÅŸlığı altında düzenlenen 81. maddesi; "Bir insanı kasten öldüren kiÅŸi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılırâ€, hükmünü içermektedir. “Neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış yaralama†baÅŸlıklı 87. maddesinin 4. fıkrası ise suç ve karar tarihindeki hâli ile; “Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiÅŸse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunurâ€, ÅŸeklinde iken tarihli ve 31100 sayılı Resmà Gazete’de yayımlanarak yürülüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle, bu fıkrada yer alan “onaltı†ibaresi “onsekiz†şeklinde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ, TCK’nın 87. maddesinin 4. fıkrası “Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiÅŸse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına ÅŸeklinde yeniden düzenlenmiÅŸtir. Konuya iliÅŸkin TCK'nın 87. maddesinin gerekçesinde ise; “Dördüncü fıkrada, kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiÅŸ olması hâline iliÅŸkin hükme yer verilmiÅŸtir. Neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış bu kasten yaralama hâllerinde, failin bu ağır neticeden sorumlu tutulabilmesi için, ‘Genel Hükümler Kitabı’nda yer alan netice sebebiyle ağırlaÅŸmış suçlara iliÅŸkin hükümler, burada da geçerlidir†açıklamasına yer verilmiÅŸtir. 765 sayılı TCK’da objektif sorumluluk esasına dayanan düzenlemelere yer verilmiÅŸ iken, 5237 sayılı TCK’da objektif sorumluluk esası benimsenmemiÅŸtir. Suçu, “kanunda tanımlanmış bir haksızlık†olarak öngören yeni suç teorisinde, bir hareketi yapan kiÅŸi, bu hareketin tüm sonuçlarından her ÅŸartta sorumlu tutulmamakta, bir baÅŸka anlatımla “kusursuz sorumluluk†terk edilmiÅŸ olmaktadır İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bası, 765 sayılı TCK’daki objektif sorumluluk esasının yerine 5237 sayılı TCK’da haksızlığın bir gerçekleÅŸtirilme ÅŸekli olarak kast-taksir kombinasyonuna, yani netice sebebiyle ağırlaÅŸmış suçlara yer verilmiÅŸtir. Bu nedenle uyuÅŸmazlığın çözümü için, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde, suçun manevi unsurları arasında gösterilen kast-taksir kombinasyonu, yani netice sebebiyle ağırlaÅŸmış suç üzerinde durulmalıdır. 5237 sayılı TCK’nın “Netice sebebiyle ağırlaÅŸmış suç†baÅŸlıklı 23. maddesi; “1 Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya baÅŸka bir neticenin oluÅŸumuna sebebiyet vermesi halinde, kiÅŸinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir†şeklindedir. Buna göre; failin gerçekleÅŸtirdiÄŸi bir eylemde, kastettiÄŸinden daha ağır veya baÅŸka bir sonucun meydana gelmesi hâlinde, sorumlu tutulabilmesi için netice bakımından en azından taksirle hareket etmiÅŸ olmasının kabulü gerekmektedir. Fail, bu sonucun meydana gelmesinden taksirle bile sorumlu tutulamıyorsa, objektif sorumluluÄŸun kaldırılmasının doÄŸal bir sonucu olarak, sadece nedensellik bağının bulunuyor olması, neticeden sorumlu tutulması için yeterli olmayacaktır. Öğretide, neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suçun, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suç ve görünüşte ya da gerçek olmayan neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suç olarak iki farklı ÅŸeklinin bulunduÄŸu kabul edilmektedir. Gerçek neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suçlarda, failin hareketi sonucunda kastettiÄŸinden daha ağır bir netice ortaya çıkmakta olup, gerçekleÅŸen aşırı netice dolayısıyla bağımsız bir suç tipi ortaya çıkmaktadır. ÖrneÄŸin, yaralama suçunda maÄŸdurun ölmesi, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suç hâlidir. Görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suçlarda ise, failin hareketi sonucunda suçun oluÅŸması için aranan neticeden baÅŸka, niteliÄŸi de farklı olan daha ağır bir netice ortaya çıkmakta olup, gerçekleÅŸen aşırı netice dolayısıyla temel suç niteliÄŸi aynı kalmakla beraber yalnızca ceza ağırlaÅŸtırılmaktadır. ÖrneÄŸin, cinsel saldırı suçunda maÄŸdurun bitkisel hayata girmesi, görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suç hâlidir Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınevi, 5. Bası, İstanbul 2015, s. 286 vd; Mehmet Emin Artuk, Ahmet Gökcen, Yenidünya, TCK Åžerhi, Turhan Kitabevi, Ankara 2009, c 3, s. 2484 vd.. 5237 sayılı TCK’nın 23. maddesinde düzenlenmiÅŸ bulunan neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suça iliÅŸkin genel kuralın, özel hükümler arasında kendisine yer bulduÄŸu maddelerin başında gelen TCK’nın 87. maddenin 4. fıkrasına göre, gerçekleÅŸtirilen kasten yaralama eylemi TCK’nın 86. maddesinin 1. fıkrası veya 1. fıkrası ile birlikte 3. fıkrası kapsamında bulunur ve bunun sonucunda da ölüm meydana gelirse, en azından taksirle hareket etmiÅŸ olmak ÅŸartıyla faile belirtilen cezaların verileceÄŸi öngörülmektedir. Kasten yaralama sonucu maÄŸdurun ölmesine iliÅŸkin TCK'nın 87. maddesinin 4. fıkrasının uygulanması için; a- Failin yaralama kastı ile hareket etmesi, b- MaÄŸdurun TCK’nın 86. maddesinin birinci maddesi kapsamında yaralanmış olması veya 86. maddenin birinci fıkrası kapsamındaki yaralama fiilinin üçüncü fıkra da ihlal edilmek suretiyle gerçekleÅŸtirilmesi, c- Failin eylemi ile arasında illiyet bağı bulunacak ÅŸekilde maÄŸdurun ölmesi, d- Failin meydana gelen ölüm sonucuna iliÅŸkin en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması, Åžartlarının birlikte gerçekleÅŸmesi gerekir. Buna göre, fail maÄŸduru yaralamak amacıyla hareket etmeli, maÄŸdurun yaralanacağını bilmeli ve bu sonucu istemelidir. Bununla birlikte fail maÄŸdurun yaralanmasını deÄŸil de, ölmesini istemiÅŸ ve ölüm meydana gelmiÅŸ ise bu durumda kasten öldürmeden sorumlu tutulacaktır. Madde metnine göre faile verilecek ceza belirlenirken kasten yaralama suçunun düzenlendiÄŸi TCK'nın 86. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarına yollama yapılmıştır. O hâlde, maÄŸdurun basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek dereceden daha ağır ÅŸekilde yaralanması gerekmektedir. Anılan maddenin 2. fıkrasında karşılığını bulan basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ÅŸekilde meydana gelen yaralamalarda 87. maddenin 4. fıkrası uygulanamayacaktır. Üçüncü ÅŸart olarak maÄŸdurun ölmesi ve failin eylemi ile maÄŸdurun ölümü arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekir. Son olarak, failin meydana gelen bu ölüm sonucundan, en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması gerekir. DiÄŸer yandan, 5237 sayılı TCK’nın “Kasten öldürme†baÅŸlığı altında 81. maddesinde düzenlenen suçun manevi unsuru öldürme kastı iken, 87. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen yaralama sonucunda ölüme neden olma suçunun manevi unsuru yaralama kastıdır. O hâlde, kasten öldürme suçu ile kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçu arasındaki ayırıcı kriterlerden en önemlisi manevi unsur farklılığı olacaktır. Dolayısıyla suçun vasıflandırılmasından önce çözülmesi gereken konu, failin kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduÄŸuna iliÅŸkindir. Bu açıklamalar ışığında uyuÅŸmazlık konusu deÄŸerlendirildiÄŸinde; Sanık ...’nın 1992 yılında evlendiÄŸi ...’tan 1995 yılında boÅŸandığı, ardından maktul ... ile 1996 yılında evlendiÄŸi, maktul ...’ın ailesinin bu evliliÄŸe rıza göstermediÄŸi, sanığın maktulle olan bu evliliÄŸinden ... ... ve ... ... isimli müşterek iki çocuÄŸunun olduÄŸu, zamanla evliliklerinde sorunlar ortaya çıkan maktul ile sanığın sık sık tartışmaya baÅŸladıkları, sanık ... maktulün müşterek çocukları olan ve olay tarihinde 13 yaşında bulunan ... ...’ın beyanına göre bu tartışmalar sırasında sanığın zaman zaman maktulün üzerine bıçakla yürüdüğü, komÅŸuları tanık ... Perçin’in beyanlarına göre sanıkla maktulün sık sık kavga ettikleri, kavga seslerinin bulunduÄŸu daireden iÅŸitildiÄŸi, yaÅŸanan bir kavga sonrası maktulün tanık ...'ye sığınarak geceyi burada geçirdiÄŸi, Malatya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin tarihli ve 309-1180 sayılı dosyasından sanığın maktulü darbetmek suretiyle kasten yaraladığı ve bu suçtan mahkûmiyetine karar verildiÄŸi, maktulün sanıktan boÅŸanmak için dava açtığı ancak daha sonra bu davasından vazgeçtiÄŸi, Ramazan ayı nedeniyle sanığın olay günü saat kadar evde yattığı, uyandıktan sonra maktul ile sanık arasında yeniden tartışma yaÅŸandığı, evde maktulü yalnız bırakan sanığın, arkadaÅŸları tanıklar ... ve ... ile beraber iftar etmek için akÅŸam dışarı çıktığı, ...’in ayağındaki yarada kullanılması için sanığın, oÄŸlu ... ...’ı telefonla aradığı ve evdeki kremi bulundukları yere getirmesini istediÄŸi, iftar saatinin yaklaÅŸtığı bir vakitte sanığı cep telefonuyla arayan maktul ile sanık arasında yeniden sözlü tartışma yaÅŸandığı, arkadaÅŸlarını iftar sofrasında bırakan sanığın hızlı adımlarla olay yerinden evine gittiÄŸi, babasının arkadaÅŸları olan tanıklar ... ve ... ile birlikte yemeÄŸini yiyen 16 yaşındaki ... ...’ın ise sanıktan yaklaşık 15 dakika sonra bulunduÄŸu yerden ayrılarak eve gittiÄŸi, eve girdiÄŸinde annesi maktulü oturma odasında yerde otururken gördüğü, sol bacağından yaralanan maktulün kanamasının olduÄŸu, yerde ve duvarda kan izleri bulunduÄŸunu ifade eden ... ...’ın, maktul ile sanık arasında önceden yaÅŸanan kavgalar nedeniyle maktule, sanığın mı kendisini yaraladığını sorduÄŸu ve mutfaktan aldığı bıçakla sanığın üzerine yürüdüğü, maktulün sanığın elindeki bıçağı aldıktan sonra “... ...’ın parmak izi bıçakta çıkmasın, onun yaptığını zannederler†diyerek sanıktan bıçağı yıkamasını istediÄŸi, bıçağı yıkayıp etraftaki kan lekelerini temizleyen sanığın maktulün yarasına müdahale ettiÄŸi ve eve çağırdığı cankurtaran ile saÄŸlık memuru olarak çalıştığı Malatya Devlet Hastanesine maktulü götürdüğü, burada ilk müdahaleyi yapan tanık doktor ...’in maktule nasıl yaralandığını sorması üzerine maktulün “Cam üzerine düşerek yaralandığını†söylediÄŸi, gözlemlediÄŸi bulgulara ve yaralı bölgedeki kesinin parçalı olmayıp düz, derin bir kesi olduÄŸunu tespit eden ve maktul ile sanığın da asabi ve gergin olduklarını gören nöbetçi doktor ...’in, şüpheli durumu adli vaka olarak hastane polisine bildirdiÄŸi, Malatya Devlet Hastanesinde görevli polis memuru tanık ...’un gerekli iÅŸlemleri baÅŸlatmak için maktulün yanına giderek nasıl yaralandığını maktule sorduÄŸu, maktulün bu kez “Yemek yaparken yukarıdan tencereyi alırken bıçağın da tencere ile birlikte düştüğünü, bu sırada bıçağın sol kasık bölgesine saplanması suretiyle yaralandığını,†söylediÄŸi, olay gecesi Devlet Hastanesine iÄŸne vurdurmak için gelen maktulün annesi ...’ın tesadüfen maktulü sedyede görerek, maktule nasıl yaralandığını sorduÄŸu, kaçamak cevap veren maktule “Kızım sen bıçaklanmışsın†demesi üzerine maktulün de “Evet†demekle yetindiÄŸini belirttiÄŸi, maktulün yarasına dikiÅŸ atılmasından sonra adli iÅŸlemlerle ilgili herhangi bir müracaatta bulunmayan sanık ... maktulün hastaneden ayrılarak evlerine döndükleri, akÅŸam yatıp uyudukları, sabah midesinin bulandığını belirten maktulün sanık tarafından yeniden Malatya Devlet Hastanesine götürüldüğü, kalp krizi geçirdiÄŸi tespit edilen maktulün İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Hastanesine sevk edildiÄŸi, burada yapılan giriÅŸimlere karşın maktulün tarihinde vefat ettiÄŸi, ölüm belgesinde, ölüm nedeninin doÄŸal ölüm olarak belirtildiÄŸi ve maktulün cesedinde otopsi iÅŸlemi yapılmadan Malatya Åžehir Mezarlığı'nda topraÄŸa verildiÄŸi, kızlarının ani ölümü ve ölümüne iliÅŸkin farklı nedenlerin ileri sürülmesinden şüphelendiklerini belirten maktulün annesi ... ile babası ...’ın Malatya Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına müracaat ederek olayın araÅŸtırılmasını talep ettikleri, tarihinde maktulün gömülü bulunduÄŸu mezar açılarak cesedinin çıkarıldığı ve ceset üzerinde otopsi iÅŸlemi yapıldığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu BaÅŸkanlığı Genel Kurulunca düzenlenen ve 39 uzmanın imzalarının bulunduÄŸu tarihli raporda; “maktulün ölümünün kesici delici alet yaralanmasına baÄŸlı yumuÅŸak doku içi kanama ve bu nedenle geliÅŸen pulmoner emboli sonucu meydana gelmiÅŸ olduÄŸu, tarihinde meydana gelen ve sol uyluk medial kesimde kas planları içerisinde en geniÅŸ boyutları 5,5x3,5x10 cm olan heterojen hipoekoik görünümde lezyona neden olan ve büyük damarlarda yaralanma meydana getirmeyen sol bacak femur dorsal yüz orta hattaki 2x1 cm'lik delici kesici alet yaralanmasının 5237 sayılı TCK'nın 86-87 maddesi kapsamında yapılan deÄŸerlendirilmesinde, kiÅŸinin yaÅŸamını tehlikeye sokacak nitelikte olmadığı, kiÅŸi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, kesici delici aletle veya farklı etmenlerle meydana gelen yaralanmalarda yaranın çevre dokusundaki yumuÅŸak doku içi kanamalara veya kırıklara baÄŸlı olarak adlandırılan kitlelerin oluÅŸabildiÄŸi, bu kitlelerin toplardamarlar vasıtasıyla saÄŸ kalbe ve oradan da akciÄŸere ulaÅŸarak tıkanmalar yapabildikleri, kiÅŸilerin çeÅŸitli özelliklerine göre kiÅŸiden kiÅŸiye farklılıklar göstermekle birlikte çoÄŸu zaman ölümü meydana getirebilecek tablolara neden olabildikleri, kiÅŸinin ölümüne neden olan pulmoner emboli tablosunun öngörülemez ve önlenemez bir komplikasyon olduÄŸunun tıbben mümkün olduÄŸu ancak kesin olmadığı, bu bilgiler çerçevesinde yapılan deÄŸerlendirmede; kiÅŸide geliÅŸen pulmoner emboli tablosunun tarihinde maruz kaldığı kesici delici alet alet yaralanmasının bir komplikasyonu olduÄŸu, kiÅŸinin hastaneye olay günü ve ertesi günü baÅŸvurularında hekimlerce o anki mevcut klinik tablolara göre gerekli tedavilerin uygulanmış olduÄŸu, bu müdahalelere raÄŸmen kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸi de göz önüne alındığında kiÅŸinin tarihinde maruz kaldığı kesici delici alet yaralanmasına baÄŸlı meydana gelen yaralanması ile tedavi için kaldırıldığı hastanede tarihindeki ölümü arasında illiyet bağı bulunduÄŸunun†ifade edildiÄŸi, sanığın Kolluktaki ilk ifadesinde, maktulü mutfakta yere düşmüş ve bacağından yaralanmış hâlde bulduÄŸunu, Cumhuriyet BaÅŸsavcılığında ve Mahkemede ise; maktulü oturma odasında yanında kırılmış cam parçaları olduÄŸu hâlde yaralanmış ÅŸekilde gördüğünü, maktulü asla darbetmediÄŸini ve yaralamadığını savunduÄŸu anlaşılan olayda; Sanık ...’nın Kolluktaki ifadesinde maktulü yaralanmış hâlde mutfakta bulduÄŸu, Cumhuriyet BaÅŸsavcılığında ve Mahkemede ise maktulü oturma odasında yaralanmış hâlde bulduÄŸuna iliÅŸkin aÅŸamalarda birbiriyle çeliÅŸen anlatımı, sanığın, maktulün yere düştüğü sırada kırılan cam parçası ile yaralandığına iliÅŸkin anlatımının maktuldeki yaranın cam kesisi sonucu deÄŸil kesici delici alet ile meydana getirildiÄŸine iliÅŸkin Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca düzenlenen ve 39 uzmanın imzasının bulunduÄŸu rapor içeriÄŸiyle doÄŸrulanmaması, olay günü maktulü hastanede tesadüfen gören maktulün annesi ...’ın, maktule “Kızım sen bıçaklanmışsın,†demesi üzerine maktulün “Evet†diye cevap verdiÄŸine iliÅŸkin beyanı, yüksekten düşen bir bıçağın maktulde tarif edilen sol kalça altından yaralanmaya sebebiyet veremeyecek oluÅŸu, aynı ÅŸekilde bir bıçağın dik veya dike yakın bir konumda kalıp kiÅŸinin bu bıçak üzerine düşmesinin ya da saÄŸ elini kullandığı belirtilen maktulün kesici delici aletle kendisini sol baldırının arkasından yaralamasının insanın anatomik yapısına ve hayatın olaÄŸan akışa uygun düşmeyeceÄŸi, saÄŸlık memuru olarak Malatya Devlet Hastanesinde görev yapan ve adli bir vaka durumunda ne yapılması gerektiÄŸini bilmesi gereken sanığın kesici delici aletle yaralanan maktulle ilgili adli iÅŸlemleri baÅŸlatan hastanede görevli polis memurunu haberdar etmeksizin hastaneden maktulü alarak ayrılmış olması, olay günü sanıktan yaklaşık 15 dakika sonra eve gelen maktul ... sanığın müşterek oÄŸulları 16 yaşındaki ...’nın maktulü oturma odasında kan içinde gördüğüne, etrafta cam kırığı bulunmadığına iliÅŸkin anlatımı, ... ...’ın mutfaktan aldığı bıçağı maktule gösterip sanığı kastederek “Sana bununla mı vurdu†demesi üzerine maktulün ... ...’ın elinden aldığı bıçağı maktule vererek ''Parmak izi kalmasın, bunu yıka, yoksa ...'den bilirler'' dediÄŸine iliÅŸkin ...’nın beyanları, maktul ... sanığın müşterek kızları 13 yaşındaki ... ... Aşıcı’nın, maktul ile sanık arasında sık sık yaÅŸanan kavgalar sırasında sanığın zaman zaman bıçakla maktulün üzerine yürüdüğüne ve olaydan sonra annesinin sürekli kullandığı ince uçlu bıçağı aramasına raÄŸmen evde bulamadığına iliÅŸkin beyanları birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde; Sanık ...’nın, olayın kaza sonucu maktulün cam kesisi ile kendisini yaralandığına iliÅŸkin savunmaları ile sanık müdafisinin olaydan 14 ay sonra Mahkemeye getirerek dinlenmelerini saÄŸladığı sanığın yakın arkadaÅŸları olan ... ve ...'in sanığı suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarına, dosyadaki bilimsel delillerle ve diÄŸer tanık ve katılan beyanları ile çeliÅŸmeleri nedeniyle itibar edilemeyeceÄŸi, bu ÅŸekilde sanık ...'nın uzun süredir aralarında uyuÅŸmazlık bulunan eÅŸi maktul ...’yı akÅŸamı evde meydana gelen tartışma sırasında kesici delici alet ile basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ÅŸekilde yaraladığı, maktulün bu yaranın tesiri ile tarihinde pulmoner emboli sonucu hayatını kaybettiÄŸi, bu ÅŸekilde sanığın kastettiÄŸi yaralama neticesinden daha ağır olan ölüm neticesinin meydana geldiÄŸi, sanığın eylemi ile maktulün ölümü arasında illiyet bağının da bulunduÄŸunun anlaşılması karşısında sanık ...’ya atılı kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunun tüm unsurları ile sabit olduÄŸu kabul edilmelidir. Bu itibarla haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı itirazının reddine; tarihli ve 31100 sayılı Resmà Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’la 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A, 107 ve geçici 6. maddelerinde yapılan deÄŸiÅŸiklikler ile hükmolunan ceza miktarı, gözaltında, tutuklulukta geçirilen süreler ve koÅŸullu salıverilme tarihine kadar cezaevinde kalması gereken süre birlikte gözetildiÄŸinde; sanık ...’nın tutuklu bulunduÄŸu kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan tahliyesine, baÅŸka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için yazı yazılmasına karar verilmelidir. ÇoÄŸunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; sanığa atılı suçun sabit olmadığı bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı itirazının kabul edilmesi gerektiÄŸi düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır. SONUÇ Açıklanan nedenlerle; 1- Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı itirazının REDDİNE, 2- tarihli ve 31100 sayılı Resmà Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’la 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A, 107 ve geçici 6. maddelerinde yapılan deÄŸiÅŸiklikler ile hükmolunan ceza miktarı, gözaltında, tutuklulukta geçirilen süreler ve koÅŸullu salıverilme tarihine kadar cezaevinde kalması gereken süre birlikte gözetildiÄŸinde; sanık ...’nın tutuklu bulunduÄŸu kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan TAHLİYESİNE, baÅŸka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA, 3- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, tarihinde yapılan müzakerede oy çokluÄŸuyla karar verildi.
Bıçakla Yaralama Suçu Şikayet Cezası Yazar UYAR KABA Kategori Ceza HukukuBıçakla Yaralama Suçu Şikayet Cezası KASTEN YARALAMA SUÇU – SANIK İLE MAĞDUR ARASINDA HUSUMET BULUNMADIĞI – KAVGA ORTAMINDA HAYATİ BÖLGEYİ HEDEF ALDIĞINI GÖSTERİR KESİN VE İNANDIRICI DELİL BULUNMADIĞI – KASTEN SİLAHLA YARALAMA SUÇUNDAN HÜKÜM KURULMASI GEREKTİĞİ ÖZET Somut olayda; sanık ile mağdur arasında husumet bulunmaması, ciddi bir engel bulunmadığı halde…
Bıçakla adam yaralamanın cezası kütüphanede kitap okumak... Çorum'un Kargı ilçesinde bir mahkum, bıçakla adam yaralamak suçundan çıkarıldığı mahkemece kütüphanede kitap okuma cezasına çarptırıldı. Adam yaralamak suçundan gözaltına alınarak, mahkemeye sevk edilen Mehmet Ergin'e 26 ''3 ay süre ile haftada 1 gün, günde 3 saat Kargı İlçe Halk Kütüphanesinde vakit geçirme'' cezası verildi. Kargı Sulh Ceza Mahkemesinin verdiği karar doğrultusunda, Çorum Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü görevlisi ve Kargı Halk Kütüphanesi yetkilileri ile İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından hükümlünün denetlenmesi kararlaştırıldı. Karardan sonra Kargı Halk Kütüphanesine gelerek, üye kaydını yaptıran Ergin, aldığı ceza doğrultusunda kitap okumaya başladı. Ergin, kütüphanede kitap ayrımı yapmadığını her türlü kitabı okuduğunu ifade etti. Evli ve bir çocuk babası olan Mehmet Ergin, işlediği suçtan dolayı pişman olduğunu belirterek, özgür olmanın ve kitap okumanın güzel bir duygu olduğunu söyledi.
bıçakla adam yaralamanın cezası 2015